İnsan kendine çok kolay yalan söyleyebilen bir varlık. Külli niyetini çok hayırhah bir niyet olarak izhar edebilir, duyurabilir fakat bilinç dışında, daha karanlık kuvvetler aslında bambaşka bir şey istemektedir. Benim külli niyetim “Allah’ın rızasını kazanmak” diyebilir fakat kendine bile itiraf etmekte zorlandığı külli niyeti şöhret olmaktır, para kazanmaktır, güç sahibi olmaktır, insanları yönetmektir vs. Psikoloji insanın kendini kandırabilme potansiyelini gördüğü için insana bakarken biraz daha karamsar bakıyor, buradaki ayrımı nasıl yapacağız? Kur’an-ı Kerim de bizi defalarca, insanın kendini aldatma potansiyeli konusunda uyarıyor. Bilinçaltında inler cinler ifritler top oynuyor. Bir Zen hikâyesi anlatılır: Bir okçuluk ustası yanında manevi eğitimini vererek bir çırak yetiştiriyor. Zaman sonra çırak başka ustalardan da bir şeyler öğrenmek için izin istiyor. Birkaç sene sonra dönüyor. Ustasına meziyetleriyle böbürleniyor “Ben seni fersah fersah geçtim usta, benim artık ok atmama gerek kalmadı, bir bakışımla bir kuzgunu yere indirebiliyorum. Artık oksuz avlıyorum” diye. Ustası “Evladım sen daha olmamışsın, okçuluğun en yüksek mertebesi hiç ok atmamaktır.” diyor. En ufak kibir belirtisi kalmasın diye o makamı da terk etmektir terk-i terk.
Zen'de usta çırak
Bir kaptan diğerine suyun aktarımı gibi ustadan öğrenciye doğrudan aktarım temel önemdedir. En iyi öğütler bile bir ustanın yerini tutamaz. Tırmanması güç dağlara rehbersiz çıkılmamalıdır.
Sayfa 66 - Dost Kitabevi (Kültür Kitaplığı142)Kitabı okudu
Reklam
İnsan kendine çok kolay yalan söyleyebilen bir varlık. Külli niyetini çok hayırhah bir niyet olarak izhar edebilir, duyurabilir fakat bilinç dışında, daha karanlık kuvvetler aslında bambaşka bir şey istemektedir. Benim külli niyetim “Allah’ın rızasını kazanmak” diyebilir fakat kendine bile itiraf etmekte zorlandığı külli niyeti şöhret olmaktır, para kazanmaktır, güç sahibi olmaktır, insanları yönetmektir vs. Psikoloji insanın kendini kandırabilme potansiyelini gördüğü için insana bakarken biraz daha karamsar bakıyor, buradaki ayrımı nasıl yapacağız? Kur’an-ı Kerim de bizi defalarca, insanın kendini aldatma potansiyeli konusunda uyarıyor. Bilinçaltında inler cinler ifritler top oynuyor. Bir Zen hikâyesi anlatılır: Bir okçuluk ustası yanında manevi eğitimini vererek bir çırak yetiştiriyor. Zaman sonra çırak başka ustalardan da bir şeyler öğrenmek için izin istiyor. Birkaç sene sonra dönüyor. Ustasına meziyetleriyle böbürleniyor “Ben seni fersah fersah geçtim usta, benim artık ok atmama gerek kalmadı, bir bakışımla bir kuzgunu yere indirebiliyorum. Artık oksuz avlıyorum” diye. Ustası “Evladım sen daha olmamışsın, okçuluğun en yüksek mertebesi hiç ok atmamaktır.” diyor. En ufak kibir belirtisi kalmasın diye o makamı da terk etmektir terk-i terk.