"Hayatı anlamak zorunda değilsin, yaşaman yeterli."
Yalnız, bunalmış, kaybolmuş, umutsuz, karanlığa çekilmiş gibi hisseden Nora'nın kendini insanların hayatında fazlalık olarak görmesi, yapması gereken birçok şeyden dolayı üstünde baskı hissetmesi, yaptığı seçimlerden dolayı diğer insanların hayallerini yarı yolda bıraktığını düşünmesi ve diğer birçok sebep, Nora'yı keşkelerle dolu pişmanlık denizinin tam ortasında bırakır.
Nora'nın kendini aniden gece yarısı kütüphanesinde bulması, birçok hayatı yaşadığı ve seçimlerinin aslında düşündüğü gibi olmadığını görmesi Nora'yı yaşama farklı bir boyuttan bakmasını sağlar.
Ben kitabı çok sevdim. Sizin de eğer keşkelerle pişmanlık yaşadığınız bir hayatınız varsa bu kitabı okumanızı öneririm.
Bir yerde uzun zaman kaldığınızda, dünyanın ne kadar büyük ve uçsuz bucaksız olduğunu unutuyordunuz. O enlem ve boylamların uzunluğunu algılayamıyordunuz. Kendi içimizdeki uçsuz bucaksızlığı da algılayamadığımız gibi.