Kitap yorumumu bir videoda anlattım. Bakabilirsiniz :)
youtube.com/watch?v=daR6Okt...
Uzunca zamandır okumayı ertelediğim ve kış ayı okuma planımda olan Hayvan çiftliği kitabından bahsetmek istiyorum. Okudum ,bitirdim ve baş yapıt eserlerden olduğunu düşünüyorum .1945 yıllarında yazılmış hayvanlar üzerinden insanlara mesaj verdiği
Zweıg okuyanlar iyi bildiği şey bir kitabına başlarsanız devamını da merakla okumak istersiniz. Hepimizin Satranç kitabıyla tanıdığı o muhteşem yazar bize amok koşusunda depresyona sürüklüyor.
Peki Amok koşucusu nedir? Hemen cevaplayayım, bir tür çıldırma durumudur. Bu tabir, bugün dünyanın her yerinde benzer cinnet olaylarında faili tanımlamak için kullanılır. Kendisinin gücü kalmayacak ve artık düşüp ölecek hale gelene kadar karşısına çıkan her şeyi yok etme eğilimindedir. Tanıdık geldi mi ?Yazarın intihar ederek öldüğünü ve yaşam hikayesini düşünürsek onun da bir amok koşucusu olduğunu söyleyebiliriz.
Kitabın konusu şöyle Malezyada doktorluk yapan Alman kökenli doktorun yalnızlık bunalımlarına girdiği bir dönemde muayene beyaz bir kadının gelmesiyle ve kadının yardım illegal çocuk istemesiyle hikaye başlar. Doktor bunu kabul etmez fakat çok pişman olur buradan sonra artık kendisi de bir amok koşucusuna dönüşür. Kadının izini sürmek ister . Ve hayatın anlamı kadının sevgisini almak ister tek isteği budur.
Napolide bir gemiye biniyor ve sonrası bambaşka bir duygulara sizi geçirecek. Bunu nereye bağlayacak ki dediğiniz yerde öyle bir bağlıyor ve hikayeyi öyle güzel oturtuyor ki..
Ekstra bilgi :Zweıgın çoğu kitabı gemide geçer. Avrupadan bir gemiye binerek ayrılır ve hayatının önemli bir anını gemide yaşamıştır. Bu sebeple gemi yolculukları önemlidir. :)
AmokStefan Zweig · Qanun Neşriyat · 2018113k okunma