Biraz önce de belirttim, Hz. Fatma dışında kalan bu kızlar (Zeynep, Rukiye ve Ümmü Gülsüm) Muhammed'le Hatice'nin çocukları değildi. Hatice'nin Hale adında bir kız kardeşi vardı. Bu kadın daha önce biriyle evlenmişti; evlendiği kişinin de bir başka hanımından kız çocukları vardı. Babaları ölünce bunlar üvey annede (Hatice'nin kız kardeşinde) kaldılar. O da vefat edince kızlar ortada sahipsiz kaldı. Hatice'nin maddi durumu müsaitti ve bu çocukları yanına aldı. Hatice zengindi ve kızlar ona yardım da ediyorlardı. Hatice, Muhammed'le evlenince, Muhammed bir bakıma bu kızlara üvey baba olmuştu. (343) Araplarda o zamanlar üvey baba önemliydi. Nitekim Muhammed de bunu Kur'an'ına ekleyerek meşru hale getirdi, Tanrı buyruğu saydı. Nisa suresi 23. ayete göre, bir erkek bir kadınla evlenmiş ve cinsel ilişki yaşamışsa, artık o kadının başka kocadan kızlarıyla (varsa eğer) evlenemezdi. Bunlar üvey evlat sayılırdı ve İslam terminolojisine göre bu durumda olan bir kıza 'Rebibe' adı verilirdi, işte Hatice'nin kız kardeşi Hale'den olan kızları Hatice'nin evinde oldukları için böyle değerlendirilmiştir.
343) a- Menakıb'ü Ali Ebi Talip 1/59-162. b- Ebülkasım Kufi, 'Istigase' 1/68.
Diyanet Aile Dergisi bu ay “Kardeşliği Bitiren Haset” gündemiyle karşımıza çıkıyor. Dr.
Fatma Bayraktar Karahan, yazısında şeytanı cennetten kovduran hasetin sevgi ve kardeşliği de zedelediğine dikkat çekti: “Birbirinin malına, evladına, makamına bakarak içlerinde haset büyütenler, din kardeşliğinin gücünden de mahrum kalırlar. Kopan
kardeşliktir, sıla-ı rahimdir ancak ödenecek bedel, tüm ailenin ve tüm ümmetindir.”
Zeynep Uzun, dosyaya “Hasetten İsar’a: Biz Neredeyiz?” adlı denemesiyle katkı sundu. Hüseyin Arı, Nisâ suresi 32. ayetin ışığında “İmanı Zedeleyen Duygu: Haset”i kaleme aldı.
Bu ayki söyleşi gastronomi uzmanı Ramazan Bingöl ile Türk mutfağı üzerine gerçekleştiriliyor. Kendisiyle kültür ve geleneğimizdeki sofra adabını, Türk mutfağını diğer mutfaklardan özel kılan unsurları, kültür ile yemek arasındaki ilişki konuşuluyor.
Yavuz Kurt, “Rahmet İklimi Üç Aylar ve İlahi İkram Geceleri”nde mübarek gün ve gecelerin bereketini kaleme aldı. Kültür Sanat köşesinde Sümeyra Çelik, “Hikmetten Arındırılmış Bilgi Sorunsalı” yazısıyla yer alırken Suavi Kemal Yazgıç, Bir Kavram Bir Yorum köşesi için “Edebiyat”ın yansımalarını yazdı.
• Mücevherden Gözler
Işıl Işıl Gözleri Var.
Zeynep Gibi Parıldıyor.
Bana Karşı Sevgisi.
İçimi Isıtıyor.
İçimdeki Ateşi Söndürüyor.
Dertlerimi Yerinden Söküyor.
Kalbim Sevgisini Hissediyor
O Çok Değerli Birisi.
Sadece Kalbimdeki Biliyor.
Bütün Dertlerimi Dinliyor.
Beni Hep Sakinleştiriyor.
Onun Sevgisi Beni Mutlu Ediyor.
Yanımda Olmasada Çok İyi Geliyor.
Hiç Aklımdan Cıkmaz.
Nisa Gibi Zekasını Kimse Anlayamaz.
Onun Sevgisini Herkes Kazanamaz.
Beni Çok Mutlu Ediyor Asla Unutulamaz.
Dua gibisin gönlümde bilirim:
Besmelesiz seversem eğer seni;
Kabul olunmazsan O zaman şahit ol dediğime:
Seni iki cihanda sevmeye
بسم الله الرّ حمنِ اار حيم
GAMZELİM 2 YA’SAKLIMSIN
“Acının her dilde tarifi başkaydı ama hissettirdiği his aynıydı.”
“İnsanoğlu ne garip varlıktı. Dayanamam dedikleri acılarla ayakta kalıyor, yaşayamam dedikleri tüm o anılarla yaşamasını keşfediyordu. Hiç dinmez dediği acıları, en yakın arkadaşı oluyordu.”
“Ne yaparsan yap, her zaman pişman olacaksın. Yaptıklarından ya
Birçok ilimizde meydana gelen deprem felaketinde yaralanan vatandaşlarımızdan; Mersin Şehir Hastanesine getirilen;
1- Selma ALEV (Hatay) 50 yaş, sol kol kesilebilir, HT VAR.
2- Gönül KARTAL (Hatay) 47 yaş, boyunda ağrı, ht yok.
3- Zeynep YÜKSEK (K.Maraş) 75 yaş, sağ ayak kırık, ht yok.
4- İsa ÇULHACI (Hatay) 51 yaş, göğüs ağrısı, ht yok.
5- Sevgi
55-Akıl Baslioglu (Hatay)59 yaş Hayati tehlike yok
56-Suleyman Demirkol (Hatay)21 yaş hayati tehlike yok kırıkları mevcut
57-Kezban Demirkol (Hatay)40 Hayati tehlike yok
58-Asif Demirkol (Hatay)23 yaş hayati tehlikesi yok
59-Mehmet KILIÇ (Hatay)33 yaş hayati tehlikesi yok
60-OzlemGoruroglu(Hatay)37 yaş hayati tehlikesi yok
61-celal erdem (antakya