Belki delirse iyi. En kötüsü , delirecekmiş gibi olmak.
Sayfa 476 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Her mevsimden bir ceviz kalır. Kuruyup kararan bir ceviz. Bunun elleri boyayacak mecali mi olur.
Sayfa 473 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
...burada biz sonsuz duvarlar örüyoruz. Bitmemek üzere yükselen duvarlar...
Sayfa 471 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
İnsan, hapsolduğu şeyi içinde taşır. Kalubeladan beri böyledir.
Sayfa 436 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
...insan, neden bilmem, gözyaşları konusunda pek bir şey düşünemez. Bu yaşlar belki de içimizdeki çok derin bir yerden gelir. Varlığını bilmediğimiz, kimsenin bilmediği bir yer.
Sayfa 424 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
- İnsan kimin neden korktuğunu hiç bir zaman bilemez.
Sayfa 418 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
...bu kadar kitap bir arada nasıl bulunabilirdi? Bunca "karın doyurmaz" nasıl olur da böyle ciddiyetle saklanırdı, olacak şey değildi bu.
Sayfa 413 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Zahireci
Bir nesne olduğu yerde durup durursa, şunu bil ki bir zaman sonra bütün dünya onun önünden gelip geçecektir. Bu yüzden durmak daha iyidir.
Sayfa 395 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Kalpten büyük deniz m'olur?
Sayfa 188 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Gel gör ki, insanın gözü suç işlemişi anlar da, suç işleyeceğin sezilmesi, uğraş ister biraz.
Sayfa 311 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Zaman zaman böyle, düşünecek şeylerin çokluğu, birikmişliği...
Yoruyor insanı.
Sayfa 242 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Benim yanımda
sessizliği özlediğini düşünebiliyorsun söylediğin kadarıyla.
Ama konuşmak, zaman zaman.
Konuşmak için çırpınıyoruz işte.
Konuşarak sessiz kalmak için.
Sayfa 224 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Taşlar, taşlar. Bir gün sabırları tükenecekmiş de patlayacakmış gibi taşlar. Bir gün güçleri tükenecekmiş de çürüyüp dağılıverecekmiş gibi taşlar.
Sayfa 206 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Bunu işte, içinden atacaksın. Atmadın mı fena. Çok fena.
Sayfa 200 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu
Ne tuhaf. Bir yalanı -aşikâr bir yalanı- iki kişinin, üç kişinin. dahası, bir köyün konuşması. Dahası, yalanın dallanıp budaklanması. Öyle ya, yalana bir cümle eklemekten daha zevkli ne olabilir.
Sayfa 174 - hep kitap 1. BaskıKitabı okudu