Çiyaye Sor

62 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
"Sizin hiç babanız öldü mü Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum." "Ben nereye gittimse bütün zulumlardı Bütün açlıklardı kavgalardı gördüğüm Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu Namussuz bir çağ bu biliyorsun." "Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar Bütün kara parçalarında Afrika dahil."
Üvercinka
ÜvercinkaCemal Süreya · Can Yayınları · 202218,4bin okunma
Reklam
9/10 puan verdi
Üç Anadolu Efsanesi
Yaşar Kemal, Anadolu'muzun üç güzel efsanesini güçlü kalemiyle, canlı betimlemeleriyle, yerel ağızla tekrar anlatmış. Çocuklara kitap okumayı sevdirmek için başlangıç eserleri arasına alınabilir. Yaşar Kemal'in dili o kadar yalın ve akıcı; tasvirleri o kadar canlı ki kendinizi efsanenin içinde gibi hissediyorsunuz. Köroğlu'yla yiğit, Karacaoğlan'la aşık, Alageyik'le geyik sevdalısı olup kah sevinip kah üzülebiliyorsunuz. Her Yaşar Kemal kitabından sonra içimde hep aynı istek: "Bir kitabını daha okuyayım." Üç efsaneyi de bilmeme rağmen kitabı yine büyük bir ilgi ve merakla okudum Bu da yazarın kaleminin ne kadar etkili ve güçlü olduğunu göstermiyor mu zaten? Yaşar Kemal, Anadolu'ya karşı olan sorumluluğunu destansı bir şekilde yerine getirmiş. İyi okumalar...
Üç Anadolu Efsanesi
Üç Anadolu EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,6bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Hey gidi diken öyküsü hey! 1900'lü yılların başları. Kahramanımız, Matake(daha 14 yaşında). Yer, Romanya kırları. Çocuklar tarafından türlü maceralara atılmanın hayal edildiği Baragan ve Baragan'ın dikenleri. Adeta bir diken krallığı. Suyu erişilmez derinliklerinde saklayan, dikenlerin dışında hiçbir şeyin ayak basamadığı bu uçsuz bucaksız topraklar, gençlere dünyayı gezme hayalleri kurdurtuyor.Dikenlerin peşinden gidilen meçhul hayatlar... Yaşadığı köy dışında herhangi bir yer görmeyen Matake ve arkadaşı Dişlek, dikenlerin peşinden bir maceraya atılırlar ve yaşları gereği de farkında olmadıkları ülke gerçekleriyle tanışmaya başlarlar. Kötü örgütlenmiş, kötü yönetilen, varlıklıların tok, halkın yoksul olduğu bir ülke. Derebeyleri pençesinde ezilen fakir halk. Ekmek bile yok, ekmek kırıntısı bile ne kadar değerli. Bir yanda modern şehirler kurulurken, varlıklılar bolluk içinde daha da zenginleşirken diğer yanda gün geçtikçe daha da sömürülen yoksul köylüler. Asıl dikenlerin öyküsü bu işte! Uçsuz bucaksız bir Baragan'a dönüşen şu sabırlı ülkemizin tepesine çöken amansız cüzzamın... cellat dikenlerin, zengin uşakların öyküsü. (sayfa 67) Ve tabi ki isyan. Ayaklanan köylüler yargılanmıyor bile ya kurşuna diziliyor ya da zindanlara atılıyor. Panait İstrati bu eseri, 1907 yılında hükümet ve toprak ağalığına başkaldırdıkları için topa tutulan Stánileşti, Báileşti, Hodivoaia köylülerine adamış, içine kendi yaşam öyküsünden de kesitler katmış. Keşke daha uzun olsaydı. Keyifli okumalar...
Baragan’ın Dikenleri
Baragan’ın DikenleriPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,486 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
262 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Benden Selam Söyle Anadolu'ya, yüzyıllardır dostça, kol kola yaşadığımız Rumlarla nasıl kanlı bıçaklı olduğumuzu, nasıl gözümüz dönmüşcesine birbirimize kıydığımızı objektif bir perspektiften anlatan bir eser. Efes yöresinde şu anda ismi Şirince olan Kırkıca'da yaşayan Manoli Aksiyatis bir Anadolu Rum köylüsüdür ve onun anlatımından okuyoruz
Benden Selam Söyle Anadolu'ya
Benden Selam Söyle Anadolu'yaDido Sotiriyu · Can Yayınları · 2021992 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Tıpkı doğum gibi Ölüm de tek kişiliktir..." İdam cezasını bekleyen Levent. Dışarda görüş sırasını bekleyen ayrılmış olan anne ve babası. Geçmişe dair iç hesaplaşmalar, TKP tarihi, umutsuz ve karamsar bir bekleyiş... Roman, oğlunu cezaevinde görmeye gelen Nazif'in anlatımıyla başlıyor.Bu bölüm daha çok iç monologlarla ve geçmişe dair hesaplaşmalarla geçiyor.Devrimci mücadeleye ihanet ettiği gerekçesiyle eşi Doktor Gülşen tarafından terk edilmiş olan Nazif geçmişini sorguluyor. İkinci bölüm anne, Doktor Gülşen'in daha çok TKP tarihine ışık tutabilecek belgesel niteliğinde açıklamalarıyla devam ediyor.Bu bölümde de iç monologlar ve içsel hesaplaşmalar bulunuyor ama TKP tarihi daha ön planda.Hatta bu bölüm romandan ziyade bir tarih kitabı niteliğinde olduğu için okunması daha zor ve kopukluga sebep olabiliyor. Vedat Türkali'nin okuduğum diğer kitaplarına göre daha karamsar ve durgun geçen bir eser olmuş.Diger eserlerinde tarihi, romanın içine yedirerek verirken bu kitabın ikinci bölümünde direkt TKP tarihi okuyor gibi hissettim. Hacmine göre ağır bir kitap olmuş ama yakın Türkiye tarihine ve özellikle TKP tarihine meraklı okuyucuların ilgilenebileceği bir eser. -Nazım'ın dediği gibi, "Nerden nasıl geleceğini bilmeden gelecek dehşetli güzel günlere inanıyorduk!" (sayfa 146) İyi okumalar...
Tek Kişilik Ölüm
Tek Kişilik ÖlümVedat Türkali · Ayrıntı Yayınları · 2015527 okunma
Reklam
124 syf.
9/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Ötekileştirme olmadan yaşayan, mutlu, güler yüzlü, saygılı, sevgi dolu insanların var olduğu dönemlerde geçen bir kitap. 1940'lı yıllar, Diyarbakır'da Hançepek'te (Gavur Mahallesi) daha çok Ermenilerin yaşadığı bir mahallede geçen, okurken bir masal diyarında gezintiye çıkmış gibi hissettiren kısacık, samimi öykülerden oluşuyor kitabımız. Yazarımız çocukluğunun geçtiği Diyarbakır'daki anılardan oluşan özel bir seçki bırakmış bize. Ben okurken çok duygulandım hem çocukluğuma özlem duydum hem de birçok etnik kökenin bir arada mutlu mesut yaşadığı dönemleri göremediğim için. Hançepek gibi bir mahallede o yıllarda yaşamayı çok isterdim. O yıllara özlem ve sevgiyle. İyi okumalar...
Gavur Mahallesi
Gavur MahallesiMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000855 okunma
94 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Erzurum Yolculuğu, Aleksandr Puşkin'in sürgündeki asker arkadaşlarını görmek için Kafkasya'ya gidip hepsinin 1829 Osmanlı - Rus Savaşı'na katıldığını öğrenmesi üzerine; hem arkadaşlarını görmek hem de yeni yerler görüp bir savaşa tanık olmak isteğiyle Erzurum'a doğru yola çıkması sonucu oluşan bir eser. Puşkin sefer sırasında bütün gördüklerini tarafsız, gayet insancıl bir şekilde çizimlerle destekleyerek not almış, herhangi bir abartıya kaçmadan her şeyi doğal akışıyla aktarmıştır. Puşkin bir tarihçi değildir elbet ama bu eseri o dönemdeki doğu cephesini, tarihimizdeki savaşların bir de karşı taraf açısından nasıl yorumlandığına dair güzel bir çalışma olmuş.Ne kadar Puşkin'in kendi özel notlarından oluşsa da 1829'daki savaşa ve ortama dair bilgi alınabilecek bir eser. Tavsiye edilir, iyi okumalar...
Erzurum Yolculuğu
Erzurum YolculuğuAleksandr Puşkin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,334 okunma
303 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Yaşadığım çağ Türkiyesinde, amacından saptırılmış spor denilen yozlugu Gol Kralı romanımda anlattım." demiş Aziz Nesin. 1955'te yazılmaya başlanıp bir spor gazetesinde tefrika edilen Gol Kralı daha sonra roman olarak basılmış. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen değişen bir şey olmadığını görüyoruz.İnsanlar hâlâ ülkenin acı gerçekleriyle yüzleşmek yerine spor, magazin, yemek, yarışma programları izleyip dizilerle ağlayıp dizilerle güler duruma geldiler. Aziz Nesin kitaplarında her zaman bir mesaj vermeye çalışmış.Bu kitaba başlarken de aklında sadece vereceği mesaj varmış.Çok titiz olan Aziz Nesin romanını defalarca düzeltmiş, her yeni basımında eklemeler, çıkarmalar yapmış. Bu kadar özverili çalışan bir yazarın verdiği mesajları alabildik mi acaba? Görüyoruz.2021 Türkiyesi! İzleyenler bilir, Kemal Sunal'ın Gol Kralı filmini. Aziz Nesin'in bu eserinden uyarlanıp filme çekilmiş. Kitabını da okuyun derim, her zamanki gibi hem güldürüp hem düşündürdüğü için. İyi okumalar...
Gol Kralı
Gol KralıAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2017770 okunma
130 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Jose Saramago'nun 2009 yılında başlayıp rahatsızlığından ve vefatından dolayı yarım kalmış eseri Mızraklar Mızraklar, Tüfekler Tüfekler. Yazar silah sanayisinde neden hiç grev olmadığına dair bir soruyla başlıyor eserine.O andan itibaren düşündürmeye itiyor okuyucuları. Eserde bir defa grev girişimi olduğu ve grevi başlatan işçilerin işten atılmasıyla bir daha böyle bir olayın yaşanmadığı yazılmış. Bundan sonrasında yine İspanya İç Savaşında savaşa karşı olan bazı işçiler yaptıkları bombaların patlamaması için bir çalışma yapmışlar ve "Bu bomba patlamayacak." şeklinde bir not bırakanlar olmuş.Greve gidemiyorlarsa savaşı da destekleyecek bir eylemde bulunmak istemiyorlar. Eser yarım kaldığı için Saramago'nun romanı için tuttuğu bazı notlar eklenmiş, günlük şeklinde.Tamamlansaydi nasıl bir gelişim seyredecekti bilinmez. Yarım kalmış olsa bile sorgulatan düşündüren bir eser olmuş. İyi okumalar...
Mızraklar, Mızraklar, Tüfekler, Tüfekler
Mızraklar, Mızraklar, Tüfekler, TüfeklerJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021985 okunma
124 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Yine buram buram Anadolu kokan bir Yaşar Kemal kitabı daha.Enfes doğa betimlemeleri ve efsaneleşmiş bir aşk hikayesi. Ağrıdağı Efsanesi, çoban Ahmet ve paşa kızı Gülbahar'ın efsaneleşmiş aşkını anlatır.Tanrı yadigarı bir atın Ahmet'in kapısına gelmesiyle efsane başlamış olur.Bu at onu Gülbahar'a götürecektir ama Gülbahar'a giden yol dümdüz bir yol değildir tabi ki. Ağrı Dağı gibi geçit vermez, çetin bir yoldur. Eserde Ahmet ve Gülbahar'ın aşkı dışında halk inanışları, gelenekleri, görenekleri, sözleri, türküleri sanki Ağrı Dağı'nın doruğundan yüreğimize doğru gelmektedir.Kendimi bir an İshakpaşa Sarayı'ndan Ağrı Dağı'na, Doğubeyazıt Ovasına, Ahmede Xani'nin türbesine bakar gibi hissettim.Bütün dağ köylerinden gelen halkın arasında ben de vardım sanki.Yaşar Kemal hissettiriyor, yaşatıyor resmen. Kitapta ayrıca korku duygusu da fazlasıyla hakimdi.Herkes, ailesi bile içten içe Osmanlı paşasından korkarken, paşa da korkular içindedir: halktan, kalabalıktan, başkaldırıdan, halkın geleneklerine bağlılığından, gücünü kaybetmekten, efsunlu olduğuna inandığı aşkın gücünden... Korkular hepsini egemenliği altına almıştı, davranışlarına sebep bu korkulardı. Kısacık, tadı damakta kalan bir eser. İyi okumalar.
Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227bin okunma
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Bu kitabı okurken, okuyup hemen çevirdiğimiz üçüncü sayfa haberlerinin sebeplerini, olayların o noktaya gelene kadarki gelişim sürecini hiç düşünmediğimizi fark ettim. Seray Şahiner, Antabus'ta bu okuyup hemen çevirdiğimiz, üstünde hiç durmadığımız üçüncü sayfa haberlerinden birinin kahramanıyla tanıştırıyor bizi. Leyla Taşçı. Leyla, gazetelerden tanıdığımız, her gün her yerde duyduğumuz; yapılan baskılardan, şiddetten, yok sayılmaktan, görülmemekten, duyulmamaktan dolayı artık hayattan vezgeçmiş bir kadın. Gazeteye haber olmadan önce neler yaşadı, neler hissetti, ne istedi, ne istemedi, hepsini Leyla'nın ağzından dinliyoruz.Ağzından dediysem öyle kalkıp kimseye anlattığı yok.Kim dinleyecek ki?! Leyla yıllardır içine attıklarını yine kendine anlatıyor.Nasılsa insanlar ona yapılan şiddeti de zulmü de görmüyor, duymuyor! Ne ailesinin ne sevdiğinin, ne de kocasının sevip sahiplendiği Leyla'nın başından geçenleri okuyunca artık üçüncü sayfa haberlerini okuyup hemen çeviremeyeceksiniz. Leyla'nın hikayesine bir kulak verin derim. Kadınlara yapılan her türlü şiddetin, kadın cinayetlerinin son bulması dileğiyle. Herkese iyi okumalar.
 Antabus
 AntabusSeray Şahiner · Everest Yayınları · 20193,514 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Tolstoy'un birbirinden güzel, anlamlı altı öyküsünden oluşan eseri, "İnsan Neyle Yaşar?". Asırlar önce yazılan, bugün hala evrenselliği geçerli öyküleri, insanlığa yönelik birçok ders çıkarabileceğimiz bir klasik. Öykülerde insanın aç, çıplak olsa da sevgiyle yaşayabileceği, incir çekirdeğini doldurmayan bir sebepten dolayı kavga eden iki komşu ailenin yaşadıkları, köylülere eziyet eden bir kahyanın içindeki kötülük sonucunda başına gelenleri, kin gitmeyi bilmeyen çocukların yetişkinlere örnek olduğu, aç gözlülüğün insanın başına neler getirebileceği, asıl mutluluğun manevi zenginlikte olduğu; saf temiz bir anlatımla aktarılmış. Tolstoy insandaki sevgiyi, umudu, inancı, hırsı, yani temel duygularımızı anlatmış.İnsana dair her şey Tolstoy'un kalemiyle daha bir anlamlı oluyor sanki. Özetle Tolstoy, birbirimizi sevmemizi, sevgi olmadan yaşanmayacağını, her duruma karşı iyi niyetle yaklaşmamızı, hırsımıza kurban olmamamızı, kötülük tohumlarını içimizden atmamızı istemiş.Çok da güzel söylemiş. Hadi Tolstoy'a kulak verelim.Keyifli okumalar...
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020190,1bin okunma
191 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kapağı gibi çok renkli bir kitap okudum.Sardalye Sokağı, California'da çeşit çeşit, renk renk insanların yaşadığı bir yer.Yoksul, küçük şeylerle mutlu olmayı bilen, ellerindekiyle yetinebilen hatta olanı da paylaşan sıcak, samimi insanlar... Kitapta birçok karakter var.Bakkal Lee, Dora, yardımsever, araştırmacı Doc, Henry, Malloylar, Franki, Mack ve grubu... Kitabın ilk kısımlarında John Steinbeck, her karakteri ayrı bölümlerde anlatıp okuyucuyu bilgilendirmek istemiş.Sonrasında asıl anlatılmak istenenle birlikte yine her karakterin başından geçenler aktarılmış. Sardalye Sokağı'nın en renkli kişileri ise Mack ve arkadaşları.Düzenli bir işte çalışmayı, sıradan bir hayatı reddeden bu grup ellerinde ne varsa bölüşen, küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkarmayı başarabilen doğal insanlar.Çok sevdikleri Doc için güzel bir şeyler yapmak isterler, yaparlar da.Ama her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırırlar. Yoksulluğun dibini görebileceğiniz hayatları var Sardalye Sokağı sakinlerinin.1930'lu yılların ekonomik buhranı içinde insanlar iş bulamayıp intihar ediyor, borularda yaşıyor, eski püskü eşyalar bulup ev dedikleri derme çatma yapılarda yaşıyor.Bütün bunlara rağmen bu insanlar, bulundukları yeri güzelleştirmeyi, kalplerinde kötülük barındırmamayı çok iyi biliyorlar.Pek başaramasalar da sevdikleri için ellerinden geleni yapmaya ve onları mutlu etmeye çabalıyorlar. Çok sevimli, yer yer dokunaklı ve insanlığımızı sorgulatan bir eser.Tavsiye ederim. İyi okumalar...
Sardalye Sokağı
Sardalye SokağıJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20173,005 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
İvan İlyiç'in Ölümü eseri, Tolstoy'un yargıç olan kahramanının ölümü, anıları ve ölümü sonrası yakınlarının bencilliği üzerine kurulmuştur. İvan İlyiç hayatı boyunca çalışıp didinir, daha fazla kazanmak daha da yükselmek için hırslanır, ailesiyle rahat, lüks bir yaşam sürmek ister ve bunu kendince de başarmıştır.Ama geçirdiği talihsiz bir kaza sonucunda hastalanır ve bu hastalık, acılarla, ağrılarla onu ölüme götürür.İvan İlyiç, ölüm döşeğindeyken hayatını sorgulamaya başlar.Yıllarca omzunda ağır bir yükle yaşamış, başkaları ona imrenirken onun yaşamı ise ayaklarının altından kayıp gitmiştir.Hayatı gerektiği gibi yaşadığını düşünürken, ölüme yaklaştığı sırada, aslında görevinin, yaşam düzeninin, aile anlayışının, toplumla olan ilişkilerinin yanlış olabilme ihtimalini düşünür. Çünkü yalnızdır İvan İlyiç.Ailesiyle olmasına rağmen yalnızdır.Ailesinin yalancı bakışları, ilgileri onu hayattan daha da soğutur.Hiç sevmediği yalanın en yakınlarından gelmesi onu daha da yaralar.Evin uşaklarını kendine daha yakın hisseder. İvan İlyiç ölüm döşeğindeyken çocukluğundan bu yana yaşadıklarını anımsar ve en güzel, saf, masum günlerinin çocukluğuna ait olduğunu hatırlar, yalanlarla, hırslarla kirlenmemiştir.Haklıdır da.Ailesi ve yakın arkadaşları onun ölümünden sonra koltuk sevdasına, para hırsına düştüler. Bunca yaşadığı, kendini kaybedip çalışarak geçirdiği hayatın anlamsızlığına daha da acır İvan İlyiç. Ölüm ve yaşam üzerine düşündüren Tolstoy, kısa ama hacimli bir eser bırakmış bize. Hayata dair anlamlı dersler alabileceğimiz bir yapıt. Herkese iyi okumalar...
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Can Yayınları · 202044,8bin okunma
79 syf.
10/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Gurbet Hikayeleri, Refik Halit Karay'ın adından da anlaşıldığı gibi gurbetteki izlenimlerimden oluşan hikayeler. O zamanlar Osmanlı'ya bağlı olan Suriye, Lübnan, Filistin gibi ülkelerde görev yapan Refik Halit, sivri diliyle yazdığı yazılar sebebiyle sık sık sürgün edilmiştir.Bu hikayeler de sürgündeki anılarından oluşan küçük anlatılar. Çocukken okuduğumuz kısa hikayeler vardır ya hani, okurken tam olarak o tadı aldım.Sade bir dil, samimi bir hava, sonunda hafif bir tebessüm ettiren ya da hüzünlendiren tadımlık hikayeler. Okuyun derim. Keyifli okumalar...
Gurbet Hikayeleri
Gurbet HikayeleriRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 20161,079 okunma
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.