Kün fe yekûn
"Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Âdem`in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) hâline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar)
Zarftan Hıyar Çıktı
A nokta Ali Ural'dan okuduğum Posta Kutusundaki Mızıka beni aşırı derecede sıkarak, yorarak, sinirlendirerek, gıcık ederek hayal kırıklığına uğrattı. Bu kadar çok övülen, sevilen, aşık olunan ve tapılan kitabın bana öyle kötü bir etkisi oldu ki acilen sevdiğim bir yazara dönüş yapmaya mecbur kaldım. Yorumlara bakınca 10 puanlar 9 puanlar havada
Zaman makinesini icat edin de gidip Sümerlilere bakalım :)
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Dili gerçekten hafif ve anlaşılırdı. Dümdüz yazılmış, ruhsuz, sıkıcı tarih kitapları gibi değildi. Gayet akıcıydı. İncelememe başlıyorum.
Kimdirler bu Sümerler? Haklarında ne biliyoruz? Tarih kitaplarında gördüğümüz işte çivi yazısını bulmuşlar bilgisi dışında ne biliyoruz? Bazılarımız biraz daha detay bilgisine
Hayat da tezatlıklar dünyası değil midir? Zıtlıkların uyumu ile Dünya yaratılmış.Şiirlerde ölüm ve hayatın iç içe geçtiği bu kitapta da tezatlığın ahenkini hissediyoruz.
Dünya'da yaşam ve ölümün iç içe olması belki de insanlığın bir parçası. Ölüm dediğime bakmayın çünkü ölümden sonraki yaşamdan da bahsediliyor bu şiirlerde. Ölümden sonraki
Paulo Coelho-Simyacı İnceleme
Biraz absürd bir anlatımın olacağını belirtmekle birlikte başlayayım bakalım ilk kitap incelememize..... Kısaca konusuna değinmek gerekirse Paulo abimiz "Simyacı" adlı eserinde bir insanın yaşam için kaç milyon canlı hücre ile yarışıp birinci gelmiş ve o süreçteki Kişisel Menkıbesini kazanmış,seçilmiş insanın -benim anlattığım zigot kısmı yoksa kitap taa ordan başlamıyor :) - çocukluğundan itibaren ilerisini anlatan ve çokça karşılaşacağınız Kişisel Menkıbesi'ni aramaya,bulmaya çalışma ana fikrine oturtulan acayip teşvik edici eserdir zat-ı alileri.Dünyaya lazımlığının ve zamanında Tanrı tarafından kodlanan ve özgür iradesine bağlı tercihlerle görevlerini yapmak için başarılı,başarısız insancıkları konu alan ve daha çok elbette ki başkarakter Santiago'un üzerinden yaşanan olaylar dizisi ile sıkmayan,akıcı bir dili olan ve çokçada insana hayallerine ulaşmada güzel ve tutarlılıkla kılavuzluk edebilecek bir başucu kitabıdır....Okuyun,okutturun.
Clarissa Pinkola Estés ilk nesil Amerikan yazarı ve Jungcu psikanalist olan yazar, bu kitapta çeşitli mitler,masallar ve halk hikayeleriyle her kadının içinde olduğuna inanılan vahşi kadının arketipini anlatıyor. Bu mitler,masallar, hikayeler şunlardır: La Loba, Kurt Kadın,Mavisakal,Bilge Vasalisa,Manawee,İskelet Kadın,Çirkin Ördek Yavrusu,Yanlış Zigot,Kırmızı Ayakkabılar,Fok derisi,Ruh derisi, La Llrona, Baubo,Hilal Ayısı,Altın Saçlı Kadın,Elsiz Kız. Her biri kendi içinde birçok alt metin ve mesaj bulunduran içeriklerdir.
Bu kadını bulmak için hepimizin ‘atlarımızı mahmuzlamamız, masayı terk edip bizi yıpratan ilişkilerimizi kesip atmamız, zihinlerimizi köşe bucak temizlememiz,yeni bir sayfa açmamız, mola vermekte ısrar etmemiz,kuralları ihlal etmemiz ve hatta dünyayı durdurmamız’ gerekir. Dört duvar ve bir kapıdan ibaret olan evin içinde ki melek olmak yerine, her kadının bu kitabı okuyup ormana veya sokağa çıkıp kendini bulmasını, kendi vahşi arketipini bulmasını istemiş olmalı yazar.
Her kadın yaşadığı zaman boyunca psişesini kaybetmiş veya derinlere gömmüştür. Tıpkı benim gibi. Bu kitap onu o kaybolmuş yerden çıkarmama yardım etti.
