MODERN İNKARCILIĞIN İÇ YÜZÜ,
YADA BİLİM DİNSİZLİĞİN MALI DEĞİLDİR
Algı yanılmalarına maruz kalarak ideoloji ve felsefe ile karışık bir şekilde sunulan bilimi kısaca “seküler bilim” olarak tanımlayacağız. Seküler bilim, yaratılışı tabiata ve sebeplere verir. Seküler bilim yaratılışı açıklarken “usturuplu ifadeler” kullanır. Örneğin “Açıkladık,
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_
_Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir.
_Önerme Türleri_
_1- Nitelik bakımından:
Koşulsuzca sevilmenin önemi:
Nihan Kaya kitabında ( 
Erteleme sayfa 52 de ) şöyle soruyor:
"Eğer utanma ve suçluluk olmasaydı kanun ve kısıtlama hiçbir zaman ortaya çıkmayacaktı, çünkü bunlara ihtiyaç duyulmayacaktı. Utandırılmak yerine sarmalanan, korkutulmak yerine sevilen çocukta farklı bir beyin, dolayısıyla da farklı bir zihin gelişir. Bu kişi bir başkasının ya da yaşayan dünyanın iyiliğine zarar verecek şekilde davranmayacaktır.Peki bunu nereden bileceğiz? Tek yolu var: Hiç sınırlandırılmamış, kural konulmamış, eleştirilmemiş çocuklara bakmak.
Bu konuyu işleyen belki en iyi kitap, Jean Liedloff'un Venezuela'daki Yequana kabilesini anlattığı The Continuum Concept. Bu kabilede çocuklar asla eleştirilmiyor, utandırılmıyor, sınırlandırılmıyor. Çocuk her nasıl isterse öyle davranıyor ve herkes bunu normal görüyor. Büyüdüklerinde de utanma ve suçluluk hissetmiyorlar. Bu kabilede depresyon, anksiyete, erteleme yok. Oyun var ama rekabete dayalı değil. Kavga, rekabet, suç, savaş, kıskançlık yok. Kimse kimsenin sınırlarına girmiyor. Kimse kimseye kötü davranmıyor. Harekete geçmekte, iş yapmakta kimse sorun yaşamıyor"
kanunun olmadığı yerde utanma ve suçluluk hissi de olmaz. ama şu da var: eğer utanma ve suçluluk olmasaydı kanun ve kısıtlama hiçbir zaman ortaya çıkmayacaktı, çünkü bunlara ihtiyaç duyulmayacaktı. utandırılmak yerine sarmalanan, korkutulmak yerine sevilen çocukta farklı bir beyin, dolayısıyla da farkı bir zihin gelişir. bu kişi başkasının ya da yaşayan dünyanın iyiliğine zarar verecek şekilde davranmayacaktır.
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu.
_Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi.
_Yücelmek için özür
Zihin açıcı olduğu kesin.
"Baba iki çocuğu için tost alıp, masaya bırakır, büyük olana 'İkiye böl' der.
Büyük çocuk böldükten sonra, küçük çocuğa dönerek:
'İstedigini al' der.
Adalet ve hukuk buradadır.
Bölen eğer hile yaparsa daha az yiyecektir...
Kanun babadır.
Büyük evlat devlet, küçük evlat ise millettir.
Düşünüyorum öyleyse varım mı?.
Düşünceler..
Düşündük mü hiç acaba düşüncelerimiz bizim düşencelerimiz mi..? ❔
Okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmler, dinlediğimiz müzikler, birilerinin rastgele bizim adımıza konuşur gibi kurduğu cümleler mi düşüncelerimizi ve alacağımız vereceğimiz kararları yönlendiriyor, çerçeveliyor, şekillendiriyor.. Öyleyse özgün değiliz, öz düşüncelerimizle hareket etmiyoruz.. Farkında olmaksızın eyleme dönüşen düşüncelerimizin ardında hep dış etkenler var. Ve dolayısıyla kendimiz olarak hareket etmiyoruz, davranmıyoruz. Alıntıları ilahi bir hüküm, kanun, kuralmış gibi kabulleniveriyoruz.. Halbuki o alıntı onun var olduğu alanda onun yontulduğu çevre içinde kendinin bakışını yansıtan bir fikrin aynasıdır..
Düşüncelerinizde kalbiniz, ruhunuz, aklınız nekadar hür?. ❔
Artık kurşun gibi ağırlaşan kalemimizin yükünü hafifletelim. Kendi içsel yolculuğumuzda edindiğimiz çilekes cümlelerimizi kuralım.. Başkalarının rüzgarıyla savrulmayalım. Artık kendimiz olalım... Hür bir zihin ancak orjinal organik fikirler üretebilir.. ✍🏻