Mantık, “doğru düşünmenin kaidelerini ortaya koyan ilimdir’* diye tarif edilir. Düşüncemizin normal işleyişini Psikoloji ilmi an latmaktadır. Ancak duygu ve irade olayları mantığı ilgilendirmez.
Şu halde duygu ve irade olayları dışarda kalarak, sade zihin olayla rı üzerinde yaptığımız araştırmalarla, düşünmenin ilmini yapmış oluyoruz. Mantığın Psikoloji ile ilgisi işte bu noktada kendini gös termektedir; çünkü zihnin hakikate ulaşmak gayesiyle ne yolda iş letilmesi gerektiğini bilmek için, onun kendiliğinden nasıl işlemek te olduğunu bilmek lüzumludur. Bu sebepten, bazıları mantığın “zekâ psikolojisi” olduğunu söylerler. Ancak psikolojide anormal haller, yani şuurun hastalık halleri de incelendiği halde, mantık zih nin yalnız normal işleyişini incelemek iddiasındadır. Şu halde “mantık, normal zekânın psikolojisidir” demek daha doğru olacak tır. Böylelikle mantığın psikolojiden ibaret olduğu görülürse de, ha kikatte bu iki ilim birbirinden ayrıdır. Zira psikoloji, şuur hallerini oldukları gibi ele almakta ve ulaşılması gerekli olan herhangi bir gayeyi gözönünde tutmamaktadır. Mantıkda ise, hakikate ulaşmak gayesi güdülür. Hakikate ulaşmak için zihnin gelişi güzel işlemesi kâfi değildir. Bunun için birtakım kaidelere uyması zorunludur. Bu kâidelerin dışına çıkınca yanılma tehlikesi kendini gösterir. İşte bu sebepten mantığa normatifi kaide koyucu) ilim denir. Ahlâkın, vic danı iyiliğe ulaştıncı kaideleri gibi, mantığın da, aklı hakikate ulaş- tırıcı kaideleri bulunduğundan, bu iki ilim normatif ilimlerdir.