Parçalanmış Bir Zihnin Haritası; Fernando Pessoa Rehberi
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
, 20. yüzyılın en etkileyici şairlerinden biri olarak kabul edilir ve eserleriyle modernizmin önde gelen figürlerinden biri olarak tanınır. Ancak, Pessoa'nın en dikkat çeken özelliği, farklı takma adlar altında yarattığı çoklu kimlikleridir. Fernando Pessoa'nın Önemli Eserleri ve Kullanılan Kimlikleri Rehberi; Kimlik: Alberto
Hele de geceleri...
Zihni kelimelerle öylesine dolup taşıyordu ki gözlerini kapatmaya gücü yetmiyordu.
Reklam
204 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Deliliğin Delili Yoktur
Herkesin içinde bir Raci vardır. Varoluşu, yaşamı, hayatı ve evreni sorgulayan. İçilen bir kahvenin seni zihnin derinliklerine götürebileceği ne büyük bir nimetti. Tabi sen evreni ve varoluşu sorguladıkça meczup yerine konuluyorsun, orası da ayrı bir cabası. Raci'ye hak veriyorum, bu dünya zeki yani sorgulayan insanların tımarhanesidir. Varoluşun uğruna içilen kahve vücuda esrar gibi tesir ediyor seni hayalin derinliklerine götürüyordu. Bağımlılık yapıyordu... Yine de siz sadece kahve için ama düşünmekten kaçınmayın.
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,6bin okunma
Aristoteles ilk hareket ettiriciyi, yani tanrıyı sadece kendi kendini düşünen bir zihin olarak değil, aynı zamanda ebedi bir canlı olarak tanımlıyor: O elbette yaşama da sahip, çünkü zihnin edimselliği yaşam, bu edimsellik ise tanrı demek. Tanrının kendiliğinden en iyi ve ebedi olan yaşamı edimsellik demek. Öyleyse tanrının en iyi ve ebedi canlı olduğunu söylüyoruz, öyle ki yaşam ve sürekli ebedi zaman tanrıya ait, tanrı zaten bu.
Tecrübe ve Beyin
Eğer tecrübenizde olup bitenler beyninizde olup bitenlerin içinde olmadığı bir şekilde zihninizin içindeyse, bu durumda tecrübelerinizin ve başka zihinsel hallerinizin beyninizdeki fiziksel haller olamayacağı açıkça ortadadır. Sinir sistemiyle çalışan bedeninizden daha fazla bir şeye sahip olmalısınızdır.
Sayfa 35
Yaşamın kutsal olduğu inancına varmamız rastlantı değildir. Uygarlığımız, yaratıcı biçimde kullanılan insan enerjilerinin bir toplamıdır. Edebiyat, müzik, mimarlık, tıp ve felsefenin tümünü, enerjilerini yaratıcı biçimde yönlendiren bireylere borçluyuz. Bu tür yaratıcı faaliyetler yaşamı korunmaya değer kılar. Ancak yarattığımız güzelliğe dayanarak, insanlık harikalarından, insanın zenginliğinden ve insan dehasından söz edebiliriz. Kendimize düzdüğümüz methiye, yarattığımız bu “güzelliğe” dayanır. Güzellik görece bile olsa, yaratma eylemi, zihnin ve duyuların geniş boyutlara ulaşması, insanın erişebileceği en yüksek düzeydir. Tarih boyunca yaratıcılığımızın böyle nice örnekleri olduğu içindir ki, yaşamı korumaya değer buluyoruz.
Reklam
Hata, hakikat için ödediğimiz bedeldir.
Dü­şüncelerin, düş imgelerinin, sezilerin, fikir ve fantezilerin dokunuşları bedene ve ruha etkide bulunur, keza bedensel­liği tanımayan dijital uzamlardaki dokunuşlar da. Tıpkı ruh­sal olan gibi zihinsel olan da, sonluluğa tabi olmayan ener­jilerin yoğunlaşması olarak anlaşılabilir, böylece zihnin ölü­mün ilişmediği bir yaşamı olabilir. Aksi takdirde, çoktan ölüp gitmiş olan Sokrates, Platon, Aristoteles, Epikür, Sene­ca ve sayısız başkalarının düşüncelerinin sonsuz uzunlukta­ki zamanlardan sonra hala insanlara dokunabilmesini nasıl açıklardık?
Anlama -anlayış- meditasyonun bir yan ürünüdür. Yanlış anlayış ise zihnin gölgesidir. İnsan yaşamı için iki yol vardır. Birincisi bir zihin gibi yaşamak, ikincisi meditasyon gibi yaşamak.
. Yurttaşlar olarak yanlışları önlemeliyiz çünkü hepimizin içinde yaşadığı, yanlış yapanın, mağdur olanın ve seyircinin olduğu dünya tehlikede. . . .
Reklam
Yıkıcı eylemler ancak eser yaratmayı sürdürerek aşılabilir
Yaşamın kutsal olduğu inancına varmamız rastlantı değildir. Uygarlığımız, yaratıcı biçimde kullanılan insan enerjilerinin bir toplamıdır. Edebiyat, müzik, mimarlık, tıp ve felsefenin tümünü, enerjilerini yaratıcı biçimde yönlendiren bireylere borçluyuz. Bu tür yaratıcı faaliyetler yaşamı korunmaya değer kılar. Ancak yarattığımız güzelliğe dayanarak, insanlık harikalarından, insanın zenginliğinden ve insan dehasından söz edebiliriz. Kendimize düzdüğümüz methiye, yarattığımız bu “güzelliğe” dayanır. Güzellik görece bile olsa, yaratma eylemi, zihnin ve duyuların geniş boyutlara ulaşması, insanın erişebileceği en yüksek düzeydir. Tarih boyunca yaratıcılığımızın böyle nice örnekleri olduğu içindir ki, yaşamı korumaya değer buluyoruz. İdam cezası, savaş ya da başka türlerin soykırımı gibi yıkıcı eylemler muhalefet aracılığıyla ortadan kaldırılamaz. Bunlar ancak, daha da çok eser yaratmayı sürdürerek, bugüne kadar yaratılmış şeyleri tatma ve değerlendirme fırsatını daha çok insana vererek, ve nihayet, yaratma eylemine katılma cesaretini herkese aşılayarak yok edilebilir. Yaratıcılık, yaşamın doğrulanmasıdır. Çoğunluk tarafından paylaşılan böyle bir doğrulama, insanın insanı öldürmesi gibi düşüncelerin bir yana bırakılması için yeterlidir. O zaman olumsuzluğumuz zaman zaman ortaya çıkmayı sürdürse bile, bu toplu eylemle olmayacak, biyolojideki bir mutasyon gibi kaza sonucu olacaktır.
Beynin işlevi şu: Zihnin yaşamını içerden hareketlendirmek. Ama bu mimiğin, bu pantomimin muazzam bir önemi var, çünkü bu ruhumuzun hayatımızla irtibat kurmasına olanak tanıyor. Bunun sayesinde, gerçekliğe uyum sağlıyoruz. Bunun aracılığı ile zihin, karşılaşacağı durumlarla uğraşırken uygun tepkiler verebiliyor. Beyni düşünme organı diye değil de ancak yaşamı düşünmeye odaklanmış organ diye tanımlayabileceğiz.
Sayfa 73 - İnsan RuhuKitabı okudu
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
392 syf.
3/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Merhaba sevgili followerlarım. Okuduğum her kitabından sonra bir daha bir Livaneli kitabı okumam diyorum ama merakıma yenik düşüp yine okuyorum.İşte Livaneli tam olarak böyle bir yazar.Seçtiği kitap konuları öylesine nokta atışı konular oluyor ki kayıtsız kalamıyorsun.Ama öte yandan dili aşırı yorucu.Okurken şişiyorum.Her satırı "ben sizden
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036bin okunma
1.170 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.