414 syf.
·
Puan vermedi
Özet (yani spoiler, tamamlanmadı henüz, yazım hataları mevcut)
● Hz. Yusuf as. babası Hz. Yakub as. Yusufu & Bünyamini çok seviyor . öksüzler . öz kardeşi Bünyamin rüya 11 yıldız, güneş ve ay secde ediyorlardı diğer 10 kardeşleri Yusuf'u kıskanıyor kardeşleri kuyuya atıyor . Misır Azizi satın alıyor köle olarak . Züleyha aşık oluyor Yusufa ve iftira atlyor . suçsuz yere zindana atılıyor . zindanda
İbret Tabloları
İbret TablolarıMustafa Özşimşekler · Kişisel Yayınlar · 201483 okunma
muhasebeni yap
Kardeşim Sen kendi iç hallerini bir defa gözden geçirmelisin Eğer zikir meclislerinden ibadet kağıttan yüz çevirmeyi Daha doğrusu kaçıyorsan bunun yanında şehvet ve gaflete doğru yönelmek istiyorsan senin vasfın cehil ve gaflettir.
Reklam
5.cilt
1052.Ebû Hureyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Birtakım melekler geceleyin, diğer birtakımı da gündüz vakti birbiri ardınca gelip sizin aranızda bulunurlar. Onlar sabah namazı ile ikindi namazında bir araya gelirler. Geceleyin aranızda kalmış olanlar Allah’ın huzuruna çıkarlar.
Zekat, sadaka, zikir, ilim,ibadet bizim yol işaretlerimizdir.
Allah (c.c.) ile kul arasında gözle görülmez perdeler vardır. Kalbinde uyanan ve sana emânet edilen muhabbeti, zikir, fikir, ibâdet, tâât ile büyütür isen bu muhabbet aşka dönüşür. Allah'ın(c.c.) izni ile bu aşk ateşi aradaki perde ve hicapları birer birer yakar, kül eder.
Yahya bin Muaz er-Razî buyurdu: "Doğru bir zâhidin ye- meği, var olandır. Elbisesi, avretini örtendir. Meskeni, nerede bulunursa orasıdır. Dünya onun hapishanesi, kabir yatakhanesi halvethane meclisi, ibret almak düşüncesi, Kur'an hadîsi, Rab onun enîsi, zikir onun arkadaşı, zühd yakını, üzüntü şanı hayâ onun alâmet-i farikası, açlık katığı, hikmet kelâmı, top- rak yatağı, takvâ aşığı, sükût etmek ganimeti, sabır yaslan- dığı nokta, tevekkül soyu, akıl delili, ibadet sanatı ve cen- net varacağı yerdir, eğer Allah dilerse..."
Reklam
Zikr'in kelime anlamı "hatırlama" yani Allah'ı hatırlamak demektir. Bunun için önceleri Kur'ân ayetleri okunuyordu. Daha sonraları bildiğimiz tarikat ayinlerine dönüştü. Zikir ve vird kelimeleri, bundan böyle esmau'l-hüsna'dan çeşitli isimlerin ya da duaların belli sayıda tekrarlanmasını ifade eder oldu. Hatta bu ayinlere müzikler, rakslar dâhil oldu, ah-u figanlar ile ortalık panayıra döndü. Tarikatçılar Hz. Peygamber'in hiç yapmadığı zikirler icat etmişlerdir. Güya peygamberimiz bu zikirleri gizlice, mağarada öğretmiştir. Ya da kapıları kilitletmiş, sonra güzide sahabesine ta'lim ettirmiştir vs. gibi palavraları dizerler. Bugün görüyoruz ki; değişik zikir meclislerinde defler, kudümler, dümbelekler çalınmakta, şişler batırılmakta, bağıra çağıra hiç bir sahabenin yapmadığı, tâbiün'un bilmediği zikir adı altında şaklabanlıklar yapılmaktadır. Acayip rakslar, sema meclisleri kurulmakta, naralar atılmaktadır. Üstelik bunlara zikir ibadeti derler. Peygamberin yapmadığı bir şey nasıl ibadet olur? Nasıl olur da bunlardan sevap umulur? Yeni ibadetler icat etmek, yeni din vazetmek demek değil midir?
Sayfa 199 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
"Artık zikir esnasında tamamen kendimi kaybetmeye ve düşünme yeteneğimi yitirmeye başladım. Cezbelenme olayı tek başına ibadet, tesbihat ve zikir esnasında da yaşanabiliyor. Uğur Hoca bu olaylarla ilgili yaşananların bir sır olduğunu, kesinlikle paylaşılmaması gerektiğini, paylaşıldığı takdirde kişinin Allah'ın gazabından kurtulamayacağını söylüyordu. Bu sırrı ne kadar çok tutarsak Allah katında maneviyatımızın arttığını söylüyordu. Yaklaşık 2 yıl önce dergâhta tek başıma zikir esnasında cezbelendim, hocanın sır odasına girdim. Uğur Hoca sır odasında çekyatın üzerinde oturur vaziyette iken kemerini açtım, cinsel organını ağzıma alarak yaladım ve bade olarak adlandırdığı meniyi içtim. Bunu yaptıktan sonra artık benim de sırlara erdiğimi, ente mut olduğumu, bunu ne kadar sık yaparsam mertebemin artacağını söyledi. Badeden içtikçe nurumun sürekli artacağını söyledi ve beni buna inandırdı. Zaten badeyi içtikten sonra Hoca'ya sevgim daha da arttı. Ente mut olan diğer talebeler de badelendikten sonra Hoca'ya sevgilerinin arttığını söylüyordu. Birebir görüşmelerimizde Kuran-ı Kerim'den ayetler, kitaplardan yazılar göstererek beni inandırdı. Bayanların da bu şekilde badeden içip tabi olması gerektiğini anlatıyordu. Bayanların zikir günleri Cuma günüydü. O gün erkeklerden kimse dergâha gitmezdi."
Sayfa 107 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
"Silsileyi saadet (Peygamber soyu ) olduğunu, kendisinin de bu silsileden geldiğini ve silsileye bağlı olduğunu söylüyordu. Namaz kılarken ve dergâhta zikir esnasında yanma, cezbe ve titreme nöbetleri gelmeye başladı. Hocaya nedenini sorduğumda 'Zikir esnasında cezbelendiğinde ve titreme olduğunda sır odama geleceksin. Kalemi ağzına alıp çıkan badeyi yutacaksın' dedi. Cinsel organını kalemi alâ ya da elif harfine benzetiyordu. Kalemi alâ'dan çıkan sıvıyı içmemiz gerektiğini, bu sıvının meni olmadığını, bade olduğunu, bunu için kişinin Allah'a daha yakın olarak sırlara eriştiğini telkin ediyordu. Ben zikir esnasında birkaç kez sır odasına girmek istedim ancak yapamayacağımı hocaya anlattığımda şeytanın ve nefsin bana saldırdığını, benim bunlarla mücadele etmem için daha fazla zikir ve ibadet yapmam gerektiğini anlatıyordu. Ben de Uğur Hoca'nın tavsiyelerine uyarak zikir ve ibadetimi arttırdım."
Sayfa 106 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
"Ben bu tarihe kadar yaklaşık olarak 8-10 kez hocamla bade oldum. Bu tamamen benim kendi isteğimle olmuştur. Hocamın bana hiçbir baskısı olmamıştır. Dergâha bayanların geldiğini duydum, ancak hiç görmedim. Benim ders amaçlı gittiğim zamanlarda erkekler bulunuyordu. Bu ilişkiler zikir, tesbihat ve maneviyata göre isteğe bağlı olarak yapılır. Bu konular sürekli olmaz. Daha sonraki zamanlarda da benim inancım bunu gerektirdiği için devam etmeyi düşünüyorum. Hocama bağlılığım sürekli olacaktır. Dün yani 9 Haziran 2011 günü eşim Ayşe S. beni telefonla aradı. O sırada ben Denizli ilinde bulunuyordum. Eşim bana polislerin kendisi ve Uğur Hocamı emniyete aldığını söyledi. Bana konuyu detaylı anlatmadı. Fakat ben konuyu tahmin edebiliyorum. Dün gece eve geldiğimde eşim ile görüştüm. Bana emniyete gitmem gerektiğini söyledi. Ben ve eşim isteğimize bağlı olarak bu konuları yaptığımız için Emniyet'e geldim. Ben ve dergâhta bulunan talebeler, Uğur Hocamıza, kendi isteğimize bağlı olarak maddi destekte bulunuruz. Para vermemiz konusunda bizi kesinlikle zorlamamıştır. Benim bu konu ile ilgili olarak hiç kimseden ve hocam Uğur Korunmaz'dan dava ve şikâyetim yoktur. Tamamı ile ibadet amacıyla yapmaktayım. Hocam ayet mealleri göstererek bu tarikata bağlanmamızı sağlamıştır. Bu tarikatın amaçlarından birisi bade (oral seks) ve tabi (cinsel ilişki-fiili livata) olmaktır. Fakat dergâh talebelerine kesinlikle zorlama olmaz. Herkes kendi isteği ile bunu kabul ederse yapar. Benim bu konuyla ilgili başka söyleyeceğim yoktur."
Sayfa 65 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bu ilişkiler zikir, tesbihat ve maneviyata göre isteğe bağlı olarak yapılır. Bu konular sürekli olmaz, daha sonraki zamanlarda da benim inancım bunu gerektirdiği için devam etmeyi düşünüyorum. Hocama bağlılığım sürekli olacaktır. Benim bu konu ile ilgili olarak hiç kimseden ve hocam Uğur Korunmaz'dan dava ve şikayetim yoktur. Tamamen ibadet amacı ile yapmaktayım, hocam ayet mealleri göstererek bu tarikata bağlanmamızı sağlamıştır. Bu tarikatın amaçlarından birisi bade (oral seks) ve tabi (cinsel ilişki-fiili livata) olmaktır. Fakat dergâh talebelerine kesinlikle zorlama olmaz. Herkes kendi isteği ile bunu kabul ederse yapar."
Sayfa 38 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
"Ben sözlüm Gamze, arkadaşım Aysun, amca kızım Hülya ve annemi Uğur Hoca ile tanıştırarak ibadet yapmalarını sağladım. Aysun ve Gamze'nin Uğur Hoca ile oral seks ve cinsel ilişkiye girmeleri bizim tarikatımızda ibadettir. Bu ilişkiler zikir, tesbihat ve maneviyata göre isteğe bağlı olarak yapılır. Bu konular sürekli olmaz. Ben daha sonraki zamanlarda da bade olayını yapmak istiyorum. Ta ki o noktaya gelirsem. Beni bade ve tabi olma işine zorlayan kimse yoktur. Kendi isteğim ve arzumla oldu. Ben de bu gaye ile kız arkadaşım ve sözlümü dergâha getirdim. Kötü bir maksat düşünmedim. Konu ile ilgili ne para verdim ne de aldım."
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Zira zikir, dostluğun nişanıdır. Gönü lerde ilâhî muhabbetin doğup büyümesinde, günahlarla paslanmış yüreklerin yeniden hassasiyet kazanmasında, ibâdet ve mumelâta dair ilâhî ölçülerin zevk ve şevk içinde ifâ edilmesinde, zikrullâhın tesiri, hiçbir şeyle mukayese edilemeyecek derecede büyük görülmüştür.
Sayfa 107
Bayram Gecesi
Bayramlar, rûhânî bir sürûr içinde, bir ibadet vecdi ile yaşanmalıdır. Nitekim bayram gün ve gecelerinde yapılan hamd, şükür, zikir, tesbîh, tekbîr ile ferdî ve ictimâî bütün kulluk tezâhürlerine, Cenâb-ı Hakk’ın müstesnâ mükâfatları vardır. Nitekim hadîs-i şerîfte: “Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevâbını Allah’tan umarak ibadetle ihyâ edenlerin kalbi, -bütün kalplerin öldüğü günde- ölmeyecektir.” buyrulmuştur. (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68/1782) - Osman Nuri Topbaş Hocaefendi
Muâz bin Cebel (ra) ölüm döșeğindeyken;
"Allah'ım! Şimdiye kadar senden korkuyordum, bugün ise rahmetinden ümitliyim. Allah'ım! Dünyayı sevmediğimi biliyorsun. Nehirleri akıtmak ve ağaç dikmek için uzun yaşamak da istemiyordum. Susuzları sulamak, ibadet için zahmet çekmek ve zikir halkalarında âlimlerle beraber olmak için yaşamak istiyordum."
1.436 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.