Zaman ki, ardımda pervane şimdi
Mekân defineler döktü yoluma
Fırtınadan umut bekleyen kimdi
Söyle, deniz neden gömüldü kuma
Zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir...
Tekrar yaşamları dinlemekten sıkıldım. Üstelik o yaşamları kendi yaşamım ile beraber anlamaya çalışmaktan yoruldum. Böyle olmak zorunda değilmişiz gibi hissediyorum. Birbirinin tekrarı olmak zorunda değilmişiz. Bir yerde kırılacak zincir ve biri özgürleşecek. O biri,herkes olacak
Çöle baran düşer güle hazan bülbüle figan
İri bir kan lekesidir az ötemizde filistin
salihlerin izlerinde boy atar çocukluğumuz
diri bir can gömleğidir üstümüzde filistin
Göle akşam düşer yele feryat güzele gam
Sokulur meymenetsiz bir harami gibi ihanet
yine de kimselere vermez kendini sevgili kudüs
sokulur gözü dönmüş bir mermi gibi ihanet
Zindana yusuf düşer yüreğe ateş ateşe ibrahim
Ölümcül ağular akıtılır hep sularına umudun
silkinir, kardeşçe ineriz koynundan kitabın
ölümcül kaygular bırakılır hep duldasına umudun
Zulme âsâ düşer tûra musa utanca zorba
Eğilip eşeleriz dağın eteğindeki kor ateşi
güzel ölürüz, ne güzeldir türküsü direnmenin
eğilip eşeleriz kızların avucundaki kor ateşi
Ele zincir düşer gönle cemre yola bismillah
"Centilmen Piçler'e hoşgeldin! Peder Zincir bardağını hafifçe Locke'unkiyle tokuşturarak havada asılı kalan, hoş bir çınlamaya sebep oldu.
"Ölümü seçmeliydin!" dedi Geldi.
"Sana ölüm seçeneğini de sundu, değil mi?" dedi Calo.