Peygamber-i Zişan Efendimiz buyuruyor ki: "Kalbinizde kimseye karşı kötü bir şey olmaksızın sabahlamaya ve akşamlamaya çalışın." -Tirmizi
Aşkın Kördüğüm Hali Hz. Aişe
"Vasfını yad edemem senin ey Andelibi Zişan. Kelime kıt, dil suskun, gönül çaresizdir bu işten. Sende ki Bahr-i Nuru kıyını görmek istesem de beceremem.."
Sayfa 108 - Hayat yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İHANET Emin sözlü değilsen, kurma cennet hayali. Mümin önce sözüne güvenilen kişidir. Muhammedî olanın, doğruluktur her hâli, Hiyanet ve dalalet, ehl-i küffâr işidir. Söz verip de tutmayan, zelildir Hak nezdinde, 'Ahde Vefa'dan dönen, mümin sayılmaz dinde, O ilahî mizanın kurulacağı günde, Kefende yalan varsa, sermayen gözyaşıdır. İster ekmek teknesi, ister komşunun tası, Beşikte bebek olsun ya da genci-yaşlısı, Kime ihanet etsen, yoktur sana faydası, Kazandım zannettiğin, kaybetmenin başıdır. O Nebiyyi Zişân'dan, duydun mu tek bir yalan? El-Emîn ümmetisin, adalettir pusulan, Nefsine aldanıp da var mıdır Hakkı bulan? Sadık bir kul değilsen, yaşadığın boşadır. Kimi tartıda çaldı, "Kim bilecek ki?" dedi, Kimi yetim hakkını hesap etmeden yedi, Kimi iş ahlâkını masal gibi dinledi, Şimdi onlara kalan, bir tek mezar taşıdır.
Sayfa 111Kitabı okudu
Nevruz Haramdır!
Şaman ve Zerdüşt motifleri taşıyan 'Nevruz (Newroz)' kutlamak, ateşin üzerinden atlayıp çaput bağlamak gibi Bâtıl adetler İslam'ın kuruluş felsefesine mugayyirdir. Resul-û Ekrem Zişan Efendimiz bu durumu men etmiştir! Hüviyet-i asliyene dön biz de Bayram 'Ramazan ve Kurban'dır.
Rasûlullah (sav) Mi'raca çıktıklarında Allah (cc) ona, şöyle buyurur: -Ya Habibim! Her sevgili, sevgilisinin yanına geldiğinde hediyeler getirir, sen bana ne getirdin? Nebî (sav) Allah Teâlâ'ya cevaben şöyle der: - Ya Rabbi! Senin hazinelerinde olmayan iki şey getirdim. Allah Teâlâ bildiği halde: - Nedir onlar ya Muhammed? Resûl-i Zişân: -Onların biri ibadetlerin noksanlığı, ikincisi ümmetimin isyanıdır. Hak Teâlâ şöyle buyurur: -Ya Habibim, madem ki katıma acizliği itiraf ile geldin. O halde sana ecir ve mükafatımı kat kat vereceğim. Ümmetimin noksan ve isyanını gufrâna çevireceğim. Sonra Allah Teâlâ, Nebî (sav) e şöyle buyurur: -Ya Muhammed sağına bak! Hz. Muhammed sağ tarafına baktığında çok dalgalı büyük bir deniz görür. Denizin içinde bir ada, adanın içinde bir ağaç, ağacın üstünde bir kuş, kuşun gagasında az bir toprak, çamur dânesi görür ve -Evet yâ İlâhi, der. Allah Teâlâ şöyle buyurur: -Ya Muhammed! Bu büyük deniz, benim Rahmet deryamdır. Şu küçük ada, dünyadır. Üzerindeki ağaç dünyanın yeşilliği, nimetidir. Ağacın üstündeki kuş, insanlardır. Kuşun gagasındaki bir damla çamur, insanların mâ'siyeti, günahlarıdır. Bu bir damla çamur, mümkün müdür ki, benim bu büyük Rahmet denizimi bulandırsın? Eğer Rahmet deryası bir dalgalanacak olursa o küçük zerre yok olur, gider. Sen günahkâr ümmetin şefâatcısısın. Ben "Erhamurrahimînim", merhamet edicilerin en merhametlisi... Allah bizlere Rahmet etsin....
"Sen bir az-gelişmişsin"
Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, "Ben Avrupa'lıyım," demeğe başladı, "Asya bir cüzzamlılar diyarıdır." Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara ve kulağına: "Hayır delikanlı," diye fısıldadılar, "sen bir az-gelişmişsin." Ve Hıristiyan Batı'nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir "niş'ân-ı zîşân" gibi gururla benimsedi aydınlarımız.
Sayfa 98 - İstanbul: İletişim, 2020.Kitabı okudu
Reklam
Çölün bereketsiz kumlarının içinde, Peygamber-i Zişan Efendimiz(sav) bir süt kazanının içinde, bir yoğurt kitlesinin durduğu gibi cahiliye toplumunun içinde durdu ve yoğurdun sütü mayalayıp yoğurda dönüştürdüğü gibi, kendi eliyle put yapıp, kendisi yapıp kendisi tapan bir toplumu "Anam babam sana feda olsun ya Resulallah" diyecek manevi bir mertebeye taşıdı.
Sayfa 51 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Kaburgalarımı tek tek kırdılar Zişân. Sonra kalbime sıçradı acısı. Beni hayata küstürdüler, anlıyor musun?"
İ'lem Eyyühel-Aziz! Nebiyy-i Zîşan'ın (A.S.M.) Makam-ı Mahmud'u İlahî bir maide ve Rabbanî bir sofra hükmündedir. Evet tevzi' edilen lütuflar, feyizler, nimetler o sofradan akıyor. Resul-i Zîşan'a (A.S.M.) okunan salavat-ı şerife, o sofraya edilen davete icabettir.
Sen Bir Az-Gelişmişsin
Kıtaları ipek bir kumaş gibi eser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan.Bir biz vardık cihanda, bir de küffar... Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç,unutkanlığa bıraktı yerini,"Ben Avrupalıyım" demeğe başladı, "Asya bir cüzzamlılar diyarıdır." Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara ve kulağına: "Hayır delikanlı",diye fısıldadılar,"sen bir az-gelişmişsin." Ve Hıristyan Batı'nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir "nişan-ı zişan" gibi gururla benimsedi aydınlarımız.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.