Namazda ve günlük hayatta okuduğumuz dualar, tesbihlerin anlamı. 🎀Allahü ekber: Allah büyüktür. [Allahü teâlâ, zihne gelen her şekilden ve hayallerden ve yarattığı mahluklara benzemekten uzak ve kâmillikle vasf olunan her şeyden, daha büyüktür.] 🎀Sübhane rabbiyel azim: Azim olan Rabbimi bütün noksanlıklardan tenzih ederim. [Her şeyden büyük
Habib-i Zişan aleyhisselam
•Ben gönlümü Sana kavuşmak için avutmuşum..🕊
Reklam
Elazığ Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nde tedavi gören ve 1965 yılında vefat eden fotoğrafta ortada olan ve deli denilen velinin Allah'a yazdığı muhteşem mektup; “Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz
Kendim...
Burayı bırakmak isterken daha çok bağlandım. Düşüncelerimi hep kendime sakladım. Yazmak konusuna hiç girişmedim. Her ne hikmetse bu aralar yazma hissi kalbimde var.. İnsanlara fayda vermeyen ilimden uzak durmak ve insanlarımıza aydınlatıcı ve onları geliştirci bilgiler vermeyi hep tercih etmişimdir. Buna ilim derseniz irfan dersiniz veyahut maneviyat mı? Onu beni tanıyanlara bırakmak istiyorum. Bazı insanlar sözel mantık soruları gibidir. Olasıkları hep vardır. Kimi ise basit matematik işlemi gibidir 1+1=2 dir. Şimdi buna da yorum yapan çıkar mı? Çıkar, yazmasa da gönlünden geçirir. Ben yazmasından taraftarım ki kendimi bileyim.. "Çocuktaki utanma hali ondaki akıl nurunun alametidir." der İmam Gazali.. Bilinçsiz ve olgunlaşmamış bir çocuğun akıl nurunu bilmesi imkansızken o akıl nurunun bilinç ve olgunlaşma döneminde ahlak örtüsüyle dolanmayacağını kim kestirebilir ki? Ahlaki değerlere sahip bir milleti ne bir silah ne de başka bir millet bozabilir.. Ey ümmetin evlatları veleyki bu Ekber-i Zişân hatalıdır, akıl yoksunudur. Sizler değilsiniz. Varın bu garibana yol gösterin. Hatamız varsa af ola.. Saygılarımla...
19. asır sonlarında neşredilen bir Türkçe Şemail kitabının 15-20 sayfa kadarı içinden rastgele seçilmiş şu ifadeler, Peygamber Efendimiz'in şânında söylenmiş şiir gibi tatlı hürmet ifadelerinden bazılarıdır: "Sultân'ül-Enbiya Efendimiz Hazretleri... Bâis-i Hilkat-i Kainat Hazretleri... Mahbûb-i Âlem Efendimiz... Mahbûb-i Kibriya Efendimiz... Peygamber-i Zişan Efendimiz... Peygamber-i Âlîcenab Efendimiz Hazretleri... Cenab-ı Risâlet-penâh Efendimiz... Cenâb-ı Seyyid'il-Beşer Efendimiz... Risalet-meâb Efendimiz... Resul-i Muhtar Hazretleri... Nebiyy-i Muhterem Efendimiz... Server-i Enâm Aleyhissalûtü Vesselam Hazretleri... Hulasa-i Mevcûdat Aleyhi Ekmelüttahiyyât Efendimiz... Melce-i Fukarâ ve Şefi'-i Ruz-i Cezâ Efendimiz Hazretleri... Ecmel'ül Enbiya Hazretleri... Seyyid'ül Mücahidîn Efendimiz... Efsah'ul-Kelâm Efendimiz... Halîl-i Rabb'il-Celîl Hazretleri... Zat-ı Vâlâ-yı Nebeviyye... Hâce-i Debistân-ı Edeb Hazretleri..."
320 syf.
8/10 puan verdi
Korkunun Kıskacında- Peter Swanson Yarı yarıya. Daima ve sonsuza kadar. Çok güzel kurgulanmış harika bir polisiyeydi, Kitaptaki tüm erkek karakterler öyle bir psikopattı ki anlatamam. Sadece Kate’in suçu günahı neydi, neyse ki ölmedi. Kitabın bağlandığı yerleri vs sevdim ama son sayfadaki son cümleye çok sinirlendim o kadar gereksizdi ki benim açımdan. “Kate valizini yere koydu ve kendini Alan’ın kollarına bıraktı.” Simdi ben Kate kendini Alan’ın yani tanımadığı kadınları penceresinden izlemekten zevk alan bi adamın kollarına bırakmasaydı da sondan tatmin olurdum. Bu yüzden puan kıracağım. Onun dışında okumaya değer. Konu; Kate Priddy’nin Bostonda yaşayan kuzeni Corbin kendi dairesini altı aylığıyla Kate’in Londradaki dairesiyle değiştirmek istiyor. Kate de bu fikrin bir süre sonra mantıklı olduğuna karar verip kendini hiç tanımadığı bir şehirde, bir anda tehlikede buluyor. Yan komşusu Audrey Marshall cinayete kurban gitmiştir ve bu cinayetin önceden öldürülmüş bir kaç kadınla ilişkisi olduğu ortaya çıkar.
Korkunun Kıskacında
Korkunun KıskacındaPeter Swanson · Altın Kitaplar Yayınevi · 201890 okunma
Reklam
EsselâmuAleykûm, Pervâsızca bir hata edip akabinde bir kardeşimizin kalbini kırdık. Kendimizce haklı idik lâkin umuma açık paylaşmak perdenin arkasında görmediğimiz bir günah olmuştur. Bu hatamızın farkına vardık. Hepimiz âdemoğluyuz. Hata etmek üzere yaratıldık. Nitekim Resûlu Zişan efendimiz ﷺ der ki; “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11) buyurmuştur. Yine bir âyeti celile de şöyle buyurur Hakk Teâlâ; “Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar..." (Nisa, 4/116) Bizler de şu fâni âlemde deriz ki; kalbini kırdığımız herkesten helallik isteriz. Hakk Teâlâ hepimize hidayet nâsib ede. Selâm ve duâ ile.
23 MART 1960
Tüm dünyasının küçücük bir sepete sığdıran ve ömrünü Kur'an'a hizmete ve Müslümanların selametine harcayan Üstad'ımız
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
hz. vefatının sene-yi devriyesinde Rahmet, minnet ve özlemle.. Runun şad olsun Üstad'ım. Mevla seni Habib-i Zişan'ına komşu eylesin, amin.
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ "Yaradan Rabbinin adıyla oku" Cebrail(a.s) ilk "oku" buyuruyor Ben okuma bilmem diyor Habibî Zîşân(s.a.s) Efendimizin Peygamberlikle şereflendiğinde ilk hadisi "ben bilmem"dir. Peki ya biz kendimize bir bakıverelim, herşeyi biliyor muyuz? Bir yanda herşeyi bilen biz, öbür yanda "Bilmediklerimi ayağımın altına koysam, başım göğe değerdi" diyen bir İmâm-ı Âzâm Ebû Hanîfe. Biz ki Allah'ın ihsanda bulunduğu Mü'minleriz. En çok da haddimizi bilmeliyiz. Uğraşılarımız Rabbimizin adıyla değilse, okuduklarımızdan bir hayır ve bereket göremeyiz. Ben biliyorum demek insanın helâkine sebebiyyet verir.
“Onca zaman devrildi üstüme Enkazdan bir türlü çıkamadı. Gönlüm, Zişan lalem”
Reklam
Bir Osmanlı tarihi bu kadar güzel özetlenir
Kıtaları ipek kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar… Zafer Sabahları kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, “Ben Avrupa’lıyım” demeğe başladı, “Asya bir cüzzamlılar diyarıdır.” Avrupalı dostları acıyarak baktılar ihtiyara ve kulağına “Hayır delikanlı” diye fısıldadılar, “sen bir az-gelişmişsin.” Ve Hristiyan batının göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir nişan-ı zişan” gibi gururla benimsedi aydınlarımız.
Bu Ülke
Bu Ülke
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Geçmiş...
"Yüzleş. Kabullen. Akışına bırak." Her insanın derinlerinde korkunç bir şeyler yatar. Çoğunun ağır ve acı yaşanmışlıkları vardır. Bir gün kişi patlama noktasına ulaşır ve bunun acısını çıkarır. En azından Swanson bana böyle öğretti: Kate kuzeni Corbin'in işi nedeniyle ona teklifi olan altı aylık yer değişmeyi kabul eder. Kuzeni Corbin'in evine yerleştiği gün ise yan komşusu olan Audrey ölü bulunur. Travmatik bir geçmişe sahip Kate iyice endişelenir. Kuzeni Corbin ve Audrey'nin bağlantısı nedir? Alan, Audrey hakkında nasıl bu kadar şey biliyordur? Audrey'nin arkadaşı olduğunu iddia eden adam kimdir? Yazardan okuduğum ilk kitap olan Öldürmeye Değer Kişiler'in bu kitaptan çok daha akıcı ve keyifli olduğunu düşünüyorum şahsen. Ama bu kitap da kesinlikle çok güzeldi. Yazar genel olarak karakter odaklı ilerliyor ve bu kitabı daha da ilginç hale getiriyor. Geçmişi eşeledikçe daha da heyecanlanıyor ve sayfaları çeviriyorum. 150'den sonrası özellikle muhteşemdi, kitap ilginçleşti. Henry ve ilginç kişiliği cidden... "Vay canına! " dedirtti. Tüm karakterler mi psikopat olurdu. Röntgenci bir sapık. Öldürmekten keskin bir haz alan kadınları parçalayan katil. Kendini yanlışlıkla cinayetlerde bulmuş bir adam. Sevdiği adam yüzünden travmatik bir geçmişe sahip kadın... Polisiye severler kaçırmamalı kesinlikle. Ben çok beğendim. Keşke bir filmi olsa da izlesem derken buldum kendimi. Sonu biraz oldu bittiye geldi gerçi ama olsun. Bir şans verin derim! ........
Korkunun Kıskacında
Korkunun KıskacındaPeter Swanson · Altın Kitaplar Yayınevi · 201890 okunma
450 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Mert Ona Denmiştir
Besmele-Hamdele-Salvele.. Merhum Şeyh Galib Hazretlerini Rahmetle yâd edelim. Hamd ile salvele getirip evvala; Hazretin ruhuna bir Fatiha armağan edelim. *** Ey şair! Şimdi çağın icbarına ses ver.. Komşun duvarında istinad olmuş gibi komşundur şu hayat. Hapsetsen kendini söyle ne çıkar? Bir bardak yetişir de sana ihtarını infaz eder; "daya
Şeyh Galib Divanı
Şeyh Galib DivanıŞeyh Galip · Akçağ Yayınları · 061 okunma
"Sema halkı, yeryüzünden, ancak ezan seslerini duyarlar.”
"Sema halkı, yeryüzünden, ancak ezan seslerini duyarlar.” Arkasından, aya ilk giden Amerikalı astronotlardan birisinin Kahire'yi ziyareti sirasında ezan seslerini duyunca, hayretler içinde kalarak, şöyle söylediği, Mısır matbuatında çıktı. "Ben bu sesi ayda iken de duymuştum...” Peygamberi Zîşân Efendimiz'in, “Sema halkı, yeryüzünden, ancak ezan sesini duyarlar.” buyurması, ne büyük mucize, ne İlâhî tebşir, ne büyük bir harikadır. ~√~
Sayfa 220Kitabı okudu
Lütfen okuyunuz dostlar
Merhum
İsmail Çetin
İsmail Çetin
hocamız gençliğinde bir gün yolu İzmir'e düşer. O sıralar henüz sakal bırakmamıştır. Sakal tıraşı olmak için bir berbere girer. Berber yakışıklı, tatlı yüzlü, temiz simalı birisidir. İsmail Efendi içinden; "Ya Rabbi beni esmer olarak yarattın, ama güzel ve faydalı ilim verdin. Elhamdülillah istikametim de yerinde. Kim bilir şu adam belki büyük günah bile işliyordur. Şu berberin yakışıklılığını bana verseydin, ben hem parlak yüzümle hem ilmimle ümmete daha iyi hizmet etmez miydim?" diye geçirir. Berber onu tatlı tatlı süzer; "Merak etme, içim de temiz benim" diye mırıldanır. Hocamız çok şaşırmıştır. Adam içinden geçenleri bilmiş ve ona göre cevap vermiştir. Merakını zapt edemez. Dışarıda bir yerde berberin kapanma saatine kadar bekler. Daha sonra berberi, içinden geçeni nasıl bildiğini söylemesi için ilhah eder. Berber der ki; "Gençliğim biraz hızlı geçti, bazı büyük hatalara bulaştım. Babam hastalandı. Mübarek biriydi ama biz kadrini bilemedik. Çevreye, çamura bulandık. Beni yanına çağırıp dedi ki; "Oğlum, bunca zamandır hoyratça yaşadın. Nasihatlerim sana kâr etmedi. Son sözüm şudur, yaparsan pişman olmazsın. Hayatın düzelir, bereketlenir. Her güm Rasul-i Zişan'a beş yüz salavat oku" dedi. Ardından vefat etti. Onun vefatıyla sarsıldım. Birkaç ay içimdeki hasret ateşiyle salavatımı okudum. Alışkanlık haline geldi. Ardından namaz kılmak arzusu, günahlardan kaçmak ve tövbe etmek geldi içime. O gün bugündür şu kadar sene oldu, salavatlarımı terk etmedim. Allah Teâlâ da bana böyle hisleri nasip etti."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.