224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
İyi niyet, doğru sözün başlangıcıdır.
Öncelikle kitabın içeriğinden, ana temasından, dilinden ve anlatımından bahsedeyim. Kitabın içeriği ve ana teması, adında da geçtiği üzere doğru konuşmak. Kitabın söylediği gibi söyleyecek olursak; yalan konuşmamak. Kitap, her türlü durumda doğru sözü yani yanlış olmayan sözü, dürüst olan sözü nasıl söyleyebiliriz üzerine yoğunlaşmış. Doğru sözü,
Zıtlıklar Karşısında Doğru Söz Söyleme Sanatı
Zıtlıklar Karşısında Doğru Söz Söyleme SanatıÜmit Yüksel · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2020285 okunma
508 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
“İki Şehrin Hikayesi” Charles Dickens'in 1800’lerin İngilteresi ve Fransız Devrimi Fransa’sından kesitler sunduğu bir başyapıttır. Roman boyunca zulüm ve merhamet, aşk ve nefret, iyilik ve kötülük, bencillik ve fedakârlık gibi zıtlıklar çarpıcı bir sekilde yansıtılmıştır. Özellikle, Fransa'da Devrim karşıtları olduğu iddia edildiği için tutuklanan aristokratların yargılandıkları süreçte, halkın değişkenlik gösteren halet-i ruhiyesi çok etkileyici bir şekilde tasvir edilmiştir. Ve özellikle kitapta beni Sydney Carton karakteri çok etkiledi. Kitabın tüm atmosferini değiştiren kişidir benim için. Karşılıksız bir aşk ancak bu kadar büyük olabilirdi. İki kişinin yaşadığı onlarca aşka karşın onun aşkı hepsinden büyüktü. Keyifle okudum. Tavsiye ederim.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202259,6bin okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
BİR KADININ YAŞAMINDAN YİRMİ DÖRT SAAT ~Spoiler içerir ! ~
Klasik zweig eserlerinden biri. İçinde bütün zıtlıklar birlikte verilmiş. Okumuş eğitimli kumar bağımlısı bir genç ve ona tamamen içinden gelerek yardım eden soylu kadın. Genç en sonun da kafasına sıkar ve son tahlilde soylu kadın neredeyse ölümüne sevinir. Çünkü arasında geçenler kadının yıllarca içine dert olmuştur.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Tükenmezkalem Yayınları · 2020128,2bin okunma
Kıyâmın hizmet ile, sükûnetin hürmet ile, kavlin hikmet ile, hülâsa hayatın edep ile olsun. Hacı Bektâş-ı Velî Hazretleri
Eğer insana “doğru söz" söylemek istiyorsanız, en başta onun gözleri ve kulaklarının olmadığını düşünün. Geriye ne kalıyor. Akli ve kalbi. Ya aklından kalbine ya da kalbinden aklına ulaşacaksınız. Bizim iletişimimiz insanın cismanî tarafı ile değil. Sadece resme ve şekle odaklanırsanız dikkatiniz dağılabilir. Onun beynine ve kelimelerine odaklanın. Mana böyle ortaya çıkacak. Günümüzde buna semantik yaklaşım deniliyor. Yani, bir manayı ortaya çıkaracak olay ve hareketleri, işaretleri, şekil ve göstergeleri bir anda ve bir arada değerlendirme durumu. İşte anlama, anlamlandırma burada devreye giriyor. Mana kalbe gelir. Akıl, beyin; kelimelerin durağı, dil kalbin tercümanıdır. İnsanlar bu manayı harfler ve işaretler, kelimeler vasıtasıyla şekillendirir, konuşma hali cisme bürünüp, ortaya çıkar. Sizin devreye gireceğiniz yer, kelimelerin durdugu akıl, beyin istasyonudur. Diyeceksiniz ki, o zaman zıtlık kalpte başlıyor. Evet, kelimeler zıt degil zaten, manalar zıt.
İman ya vardır ya da yoktur. Kendinde iman olana mümin, Müslüman diyoruz; kendinde iman yoksa kafir diyoruz. Peki münafık bu tarifin neresinde... Evet, münafik kendini üçüncü şık olarak konumlandırıyor. Niye mi? Hatırlayın; gri, ılık ve şüphe kelimelerini. Yani renk vermiyor, yakmıyor da üşütmüyor da; ne tam doğru söylüyor ne tam yanlış diyor. Bir zamanlar “ılımlı İslam" diye bir tabir söyledilerdi ya, “Kime ve neye ilımlı?" cevabı sizi gri şüpheli alandan da çıkarıp iki zıttan birine götürür. Ya iman diyarına ya da küfür/inkar diyarına. Bu münafık kelimesi; hem imanı, İslam'ı hem de küfrü bir arada cem edip üçüncü şık olmak istediğinde tabiata aykırı bir iş yaptığının farkında değil demek ki? Zira onun ahiretteki yeri iman etmeyenler yani inkar edenlerden de daha asağı, cehennemin en alt noktasıdır ki, asıl zıtlık oradan yukarıya bakınca anlaşılır.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.