Sarıklı İhtilalci
Tarihlerimize "sarıklı ihtilâlci" ünvanıyla geçen Ali Suavi, Kâğıtçı Hüseyin Ağa'nın oğludur. Çankırı'ya bağlı Çerkes kazâsının şimdi Mecidiye adıyla anılan eski Viranşehir nahiyesinin Çay köyünde dünyaya gelmiştir. İyi bir eğitim görmüş, medrese tahsilinden geçmiş, birçok Batı ve Doğu dilini öğrenmiş, bir İngilizle evlenmiştir. Başlangıçta Ziya Paşa ve Nâmık Kemal ile çok iyi arkadaşken, sonradan araları açılmıştır. Başarılı bir edebiyatçı ve gazeteci olmasına rağmen, yazmakla yetinmemiş ve silaha sarılmıştır. Niyeti, Ayastefanos Anlaşması'nı iptal ettirmekti. Yeşilköy'e kadar sokulmuş Rus ordusuna karşı direnmek istiyordu. Bu düşüncesi milliyetçiliğe verilse bile, Çırağan Sarayı'nı bir sürü serseri ile basıp karışıklık çıkarmasını aynı duygularla izah etmek kolay olmasa gerektir. 20 Mayıs 1878 günüydü. O sıralar Ali Suavi 39 yaşında bulunuyordu. Etrafına topladığı göçmenlerden birkaç yüz kişiyle Sultan Murad'ın oturduğu (V. Murad) Çırağan Sarayı'nı bastı. Eski padişaha kadar ulaştı. Kolundan tutup çekti: "Aman efendimiz, gel, bizi Moskoflardan kurtar!" dedi. O sırada odaya dalan Beşiktaş muhafızı Hasan Paşa, elindeki sopayı Ali Suavi'nin başına vurarak cansız yere serdi. Ama isyancılarla askerler arasında çatışma çıkmıştı. 25 kişi öldü. Bunun üzerine Sultan Abdülhamit, Sadrazam Mehmet Sâdık Paşa'yı azledip, Mütercim Rüştü Paşa'yı sadrazamlığa getirdi. (28 Mayıs 1878) Bu, Mütercim Rüştü Paşa'nın beşinci ve son sadrazamlığıdır. 4 Haziran 1878'de azledilmiştir.
Sayfa 95 - Ali Suavi'nin darbe teşebbüsüKitabı okudu
Turan
“Vatan ne Türkiye’dir. Türklere ne Türkistan vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan.” Ziya Gökalp
Sayfa 229 - Yakın PlanKitabı okudu
Reklam
Anadolu’yu İran’dan gelecek bir Türkmen akınından ve onun getireceği Şiîlik cereyanından koruyan Yavuz, Şiîliğe karşı ehlisünnet doktrinini kuvvetlendirdi. Mısır’ın zaptından sonra halifeliğin ele geçirilmesi, Osmanlı İmparatorluğu’nu doğuda ehlisünnet doktrininin müdafii mevkiine koydu. Bu suretle, kurulduğu zamandan Fatih’e kadar müsamahalı din anlayışı ve Garplılık temayülü ile inkişaf eden bu imparatorluk, şimdi hadiselerin sevk ettiği yeni bir kaderi kabule mecbur oluyordu: Bu da, Abbasî İmparatorluğu’nun halefi olmaktı.
Sayfa 625 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
" Vatan ne Türkiye'dir. Türklere ne Türkistan Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir : Turan." Ziya Gökalp
Yavuz sultan selim için şu soylenirdi:"Onun elinden kitap hiç eksilmezdi.Daima okurdu.uykuya ve yemeğe rağbet etmezdi.
İstanbul'da "Yeni Osmanlılar Cemiyeti" kurulmuştu (1865). Bunlar Tanzimatçılara ve Tanzimat hareketlerine karşıydılar. Daha hızlıbir yenileşme istiyorlardı. Meşrutiyet, hatta cumhuriyet fikri filizlenmeye başlamıştı. Ziya Paşa, Nâmık Kemal ve Ali Suavi gibi zamanın kuvvetli kalem sahipleri, Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ne girmişti. Bunlar Paris'te de Yeni Osmanlı Cemiyeti'nin bir şubesini açmışlardı. Fransız dilinde onlara "Jeunes Turcs" yani "Jön Türk" deniliyordu. Bunu "Genç Türkler" diye Türk çeleştiren de vardır.
Reklam
137 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.