Değişim,inanmanın lütfudur bize.Konu faydasızlığımıza inanmak olsa bile…
Hayat beni kaybetmekle hiçbir zey ziyan etmeyecekti.Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.İşte bu andan itibaren bende, hayatımın istikametine hâkim olan değişme başladı.Lüzumsuzluğuma,faydasızlığıma bu andan itibaren inandım.
Sayfa 120Kitabı okudu
hayat beni kaybetmekle hiçbir şeyi ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.
Reklam
Denir ya, özrü kabul etmek imkansızdır çünkü özür ağızdan çıktığı anda verilen zarar ziyan hiç olmadığı kadar gözler önüne serilir.
"Eyleme geçmeyen arzu, ölümcül bir hastalıktır."
Sayfa 194Kitabı okudu
"Sonuçta ruh, eti acıyanların hayali arkadaşıdır."
Sayfa 220Kitabı okudu
"Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu."
Sayfa 120 - YkyKitabı okudu
Reklam
"Geridönüşümcünün hasıdır o," diye kabul etti Peter. "Sohbetleri, olayları biriktirir ve yıllar sonra hepsini sana karşı kullanır. Geridönüştür, intikamını al, insanları kendinden nefret ettir. Bizim Thomas hiçbir şeyi ziyan etmez."
"Ey sırları bilen! Bu define için ömrümü ziyan ettim! Hırs şeytanı acele ettirdi bana, tedbir alamadım, akıllı davranamadım! Düğümü, bağlayana başvurarak çözeyim demedim! Yâ Rabbi! Bu işten tövbe ettim. Kapıyı sen kapadın, yine sen aç! Duada da hünerim yokmuş, yine başımı hırkaya çekiyor, sana yalvarıyorum; hüner nerede, ben neredeyim, doğru bir gönül nerede? Bunların hepsi de senin aksin, hepsi de sensin.”
Ruhumuzu yararsız, kendine zarar veren bir öfkede ziyan etmemizi engelleyebilecek bir pusulayı yanımıza neden vermediler?
Sayfa 361 - SiaKitabı okuyor
Kadınlar milyonlarca yıldır evlerinin içinde oturdular, artık onların yaratıcılıkları o evlerin duvarlarını delmiştir, bu güç tuğlaların ve harcın kapasitesini öylesine zorlamıştır ki, artık kalemlere ve fırçalara, iş hayatına ve politikaya yönelmek ihtiyacındadır. Ancak kadınların yaratıcılığı erkeklerinkinden çok farklıdır. Asırlar süren çok katı bir disiplin sonunda kazanılmıştır, yerini de hiçbir şey alamaz, bu yüzden eğer engellenirse ya da ziyan edilirse çok yazık olur, diye düşünürüz. Kadınlar erkekler gibi yazsalardı ya da erkekler gibi yaşasalardı, onlar gibi görünselerdi çok yazık olurdu, dünyanın ne kadar geniş ve çeşitli olduğunu düşünürsek, iki cins bile pek yetersiz kaldığına göre sadece tek bir cinsle nasıl idare edebilirdik? Eğitim, benzerlikleri değil de farklılıkları meydana çıkarıp güçlendirmemeli mi?
Reklam
Bu bana bişey hatırlattı
Bir terzi nasıl ki bir elbiseyi ortaya çıkarmak için eline aldığı kumaşı kesip biçiyorsa, bazı anne baba tutumları bundan pek de farksız olamayabilir. Öyle ki geriye kırpılmış, ziyan edilmiş ve yaşanamamış, gerçekleştirilememiş hayatlar kalabilir.
Pdf
Yalnızlık
(...) Hafıza denen kanserli bitkiyi içinde besler; tüm yaşamı bir rüya gibi tuhaf ve gerçek dışı görünene kadar yüzlerce unutulmuş yüzü, binlerce ziyan olmuş günü hatırlar. Zaman bir nehir gibi yanından akıp gider ve o, küçük odasında kötü bir büyünün esir ettiği bir yaratık gibi bekler. Uzaktan, dünyanın homurtularını duyar ve unutulduğunu, zaman akıp giderken gücünün tükendiğini ve tüm hayatının boşa geçtiğini hisseder. Yalnızlığın hapishanesinde prangalara vurulmuş ve uyuşturulmuş bir şekilde otururken gücünün bittiğini, enerjisinin yitip gittiğini hisseder.
Sayfa 10 - Holden KitapKitabı okuyor
Anlayana bu bir derstir: "Az tamah çok ziyan verir."
her turlu iyi'den yoksun oldugumuz icin yasamimizi ziyan ettik, icimiz kan agliyor. cunku yasamimizin hicbir parcasi bizim olmadi, gecti, kayip gitti ellerimizden. "iyi mi yasadim?" diye soran yok. "ne kadar yasadim?" diye bakiyor herkes.
Kadınlar milyonlarca yıldır evlerinin içinde oturdular, artık onların yaratıcılıkları o evlerin duvarlarını delmiştir, bu güç tuğlaların ve harcın kapasitesini öylesine zorlamıştır ki, artık kalemlere ve fırçalara, iş hayatına ve politikaya yönelmek ihtiyacındadır. Ancak kadınların yaratıcılığı erkeklerinkinden çok farklıdır. Asırlar süren çok katı bir disiplin sonunda kazanılmıştır, yerini de hiçbir şey alamaz, bu yüzden eğer engellenirse ya da ziyan edilirse çok yazık olur, diye düşünürüz. Kadınlar erkekler gibi yazsalardı ya da erkekler gibi yaşasalardı, onlar gibi görünselerdi çok yazık olurdu, dünyanın ne kadar geniş ve çeşitli olduğunu düşünürsek, iki cins bile pek yetersiz kaldığına göre sadece tek bir cinsle nasıl idare edebilirdik? Eğitim, benzerlikleri değil de farklılıkları meydana çıkarıp güçlendirmemeli mi?
Sayfa 95 - Kırmızı KediKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.