“Aşk uçup gittiğinde, aşıkların birbirlerini bir daha görmemelerinin ne denli korkunç bir zorunluluk olduğunu anladım. Her şey olduğun yerde bir hiç olmak!”
Her sınıf, kendi yaşamları açısından bir zorunluluk olmayan erdemlerin önemi üstüne atıp tutacaktı. Zenginler tutumluluğun değerinden dem vuracak, tembeller emeğin yüceliğini övüp göklere çıkaracaklardı. Çok tatlı olmuştu bunlardan kaçabilmek!
...insanın yüreği dolduğunda gözlerinin de dolması gerektiği gibi bir zorunluluk yoktur; bazıları ağlamayı asla başaramaz, özellikle...boşa giden yıllardan sonra...
Zorunluluk zamaninda kaçmaya olanak kalmayinca, el, keskin kılıcın ucunu tutar. Yenik kedinin köpeğe saldırdığı gibi, insan da karamsarlığa düşünce ağzına geleni söyler.