İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda başlayıp, Selânik'te Alâtini Köşkü'ne uzayan ve yine İstanbul'da Beylerbeyi Sarayı'nda sona eren bir ömrün hikâyesi...
Kitap bizzat Sultan Abdülhamid'in kızı Ayşe Osmanoğlu tarafından yazıldığı için dönemin saray adetlerine, Abdülhamid'in kişisel hayatına, bayramlara, sünnet düğünlerine kadar her şeyine değinilmiş. Bu yüzden kitapta Abdülhamid Han'ı sadece bir padişah olarak değil bir baba, bir oğul, bir eş olarak okuyorsunuz.
Abdülhamid Han'ın vefatından sonra 3 Mart 1924'te çıkarılan Osmanlı hanedanın yurtdışına çıkarılması kanunu ile bütün aile dağılır.
Ayşe Osmanoğlu yurtdışında iki çocuğuyla maddî manevî sıkıntılar yaşar ve hatta bir çocuğu hastadır. Diğer kardeşlerde öyledir kimi sıkıntılardan vefat eder kimisi intihar eder.
Çok akıcıydı kitap kimi zaman kendimi bir saray sofrasında buldum kimi zaman bir Cuma selâmlığında kimi zamanda, bu en hüzünlüsü oldu benim için, Abdülhamid Han'ı Selânik'e sürgüne götüren bir trende buldum kendimi. Onlarla beraber üzüldüm. En can alıcı kısmıda vefatı oldu. Halkın: "Babamız! Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?" demesi..