Tarih 13 Ağustos 1949. Yer Negev Çölü.
700 bin Filistinlinin sürüldüğü Nakba Felaketi’nin üstüne, İsraillilerin Bağımsızlık Savaşı’nı kutladıkları zamanlar. Negev Çölü’nde bir grup Bedevi’yi öldüren İsrail askerleri, içlerinden bir kadını esir alıyorlar. Kadına günlerce tecavüz ve işkence ediyorlar. İşleri bitince de kadını katledip kuma gömüyorlar.
Kitabın ikinci bölümünde zaman atlaması oluyor. Geçmişte yaşanan bu “küçük bir ayrıntı” yı Ramallah’ta ofis çalışanı bir kadın gazetede okuyor. Olayların izlerini sürmek için İsrailli arkadaşının kimlik kartını alıp, İsrail’in kontrolü altında olan bölgeye geçiyor. Hayatını tehlikeye atarak katledilmiş bir kadının hayaletinin peşinden gidiyor.
Kitap; savaş, şiddet, işgal, mülksüzleştirme, kimliksizleştirme ve ötekileştirme kavramlarını odak noktasına alıyor. Okurken de bu kavramları sorgulatıyor.
Hacim olarak küçük ama duygu olarak çok yoğun bir kitap. Sonu epey sarsıcıydı benim açımdan. Okuma listenize eklemenizi şiddetle öneriyorum. Zaten bir oturuşta okunan bir kitap ama etkisi uzun bir süre kalıyor. Okuyacak arkadaşlar şimdiden keyifli okumalar dilerim