Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Anlayacağınız herkes bu kitabı öyle rahat rahat okuyamaz :)
"Dünya hayatındaki (rızık ve) geçimlerini aralarında böldük ve bazılarını bazılarına üstün kıldık, ki bazıları bazılarına hizmet etmekle âlem düzen bula..." (Zuhruf Suresi, ayet 32) Anlaşılıyor ki Muhammed'in Tanrısı "eşitsizlik" denen şeyi "Âlemlerde düzen sağlasın" diye düşünmüştür; hani sanki her şeyi en iyi şekliyle oluşturmaya kadir değilmiş ve eşitsizlik yaratmadan âlemde düzen sağlama gücünden yoksunmuş gibi!
Sayfa 20 - Kaynak Yayınları Birinci Basım Şubat 2006Kitabı okudu
Bismillahirrahmanirrahim ‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم “RABBİ’nin katında ähiret , günahlardan korkanlar içindir.”(Zuhruf Suresi;35)
Sayfa 10 - Çelik YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Ha-Mim Fazileti
Kuran-ı Kerim’de “Ha-Mim” ile başlayan 7 sure vardır. Bu sureler: Mü’min (Gafir) Suresi, Fussilet Suresi, Şura Suresi, Zuhruf Suresi, Duhan Suresi, Casiye Suresi, Ahkaf Suresi. Bu sureleri okumanın fazileti hakkında bazı hadisi şerifler: Resulullah (Salallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Ha-mim ile başlayan sureler Cennet bahçelerinden bir bahçedir.” Resulullah (Salallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Kuran-ın Ha-Mim ile başlayan sureleri yedidir. Cehennemin kapıları da yedidir. Her Ha-Mim,gelip cehennemin bir kapısına durur ve: ‘Ya Rabbi! bana inanıp iman etmiş ve beni okumuş, okumaya devam etmiş olan bu kulunu, (cehennemin) bu kapısından içeri sokma‘ diye yalvarır durur.” Resulullah (Salallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her şeyin bir özü vardır. Kuran’ın özü ise, “Hâ-mîm’lerdir.” Resulullah (Salallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Cennetin yüce makamlarına yükselmeyi arzu eden kimse ‘Hâ-Mîm’leri okusun'” Resulullah (Salallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Eğer düşman ansızın saldırırsa, (onlardan korkmayın ve) ve şöyle deyin:” ‘Hâ-mîm. Lâ Yünsarûn’ Abdullah İbn Mesud (r.anh) buyurdu ki: “Hâ-Mîm’ler Kuran-ı Kerimin Süsüdür.”
Eğer Muhammed'in dediği gibi rızkı dağıtan Tanrı ise ve Tanrı bu rızkı, kimine az, kimine çok olmak üzere dağıtıyor ise, bu takdirde toplum düzenindeki bozukluklardan, azgınlıklardan sorumlu olanın sadece Tanrı olması gerekmez mi? Eğer Tanrı herkese bol rızk vermiş olsaydı, kuşku edilemez ki, hiç kimse sefalet ve açlık içerisinde kalmayacak ve dolayısıyla başkasının rızkına ve varlığına göz dikmeyecek, böylece yeryüzünde düzensizlik sürmeyecek, toplum düzeni bozulmayacaktı. Ne var ki Muhammed'in söylemesine göre, "İnsanlar ancak ihtiyaç içerisinde kaldıkça, ihtiyaçlarını giderebilecekleri kimseye karşı yalvar yakar olurlar. Eğer Tanrı eşitlik sağlama üzere herkese bol rızk dağıtmış olsa idi, bu takdirde kişiler kendilerini Tanrı'ya karşı muhtaç durumda bulmazlar ve yalvar yakar olmazlardı". (Bu konuda Muhammed'in Kur'an'a koyduğu ayetlerden bazıları için bkz. Şûrâ Suresi, ayet 27; Alak Suresi, ayet 6-7; Zuhruf Suresi, ayet 32)
Sayfa 136Kitabı okudu
"Allah rızk verirken kiminizi diğerlerine üstün tutmuştur." (Nahl Suresi, ayet 71; ayrıca bkz. Zuhruf Suresi, ayet 32) "Neden böyle yapmıştır Tanrı?" diye sorulacak olursa, bunun yanıtını Tanrı (yine Muhammed'in söylemesine göre) şöyle vermekte: "Eğer Allah bütün kullarına bol rızk verseydi, yer(yüzünde) muhakkak ki azgınlık eder, azarlardı. Ama O, dilediğine, bir ölçüye göre verir." (Şûrâ Suresi, ayet 27) "Neden herkese bol rızk verilseydi yeryüzünde azgınlık olurdu?" diye sorulacak olursa bunun da yanıtı şöyle verilmekte: Eğer kişi bol rızka sahip olacak olursa, bu takdirde kendi kendisine yeterli bulur ve bunun sonucu olarak kendisini, Tanrı'ya muhtaç olmaktan uzak görür ve azar. Kur'an'da şöyle yazılı: "Çünkü insan muhakkak azar: kendisini ihtiyaçtan vareste gördü diye..." (Alak Suresi, ayet 6-7) Görülüyor ki Muhammed'in Tanrısı'nın anlatışına göre rızk bolluğu insanların Tanrı'dan uzaklaştırır, Tanrı ile olan bağlarını koparır; Tanrı'ya bağlılık azalınca insanlar arasında azgınlıklar başlar, âlemin düzeni bozulur. Oysa rızk eşitsizliği, Tanrı'ya muhtaç olma durumunu sağlar; bu nedenle "eşitsizlik" toplum düzenin sürdürülmesi bakımından koşuldur.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
"Dünya hayatındaki (rızk ve) geçimlerini aralarında böldük ki, bazıları bazılarına hizmet etmekle âlem düzen bula." (Zuhruf Suresi, ayet 32) Anlaşılıyor ki Muhammed'in Tanrısı, "eşitsizlik" denen şeyi "Âlemlerde düzen sağlansın" diye düşünmüştür; hani sanki her şeyi en iyi şekliyle oluşturmaya kadir değilmiş ve eşitsizlik yaratmadan âlemde düzen sağlama gücünden yoksunmuş gibi! Ve hani sanki herkese eşit rızk sağlamak varken, bazılarına çok ve bazılarına az rızk vermekle daha iyi, daha adil bir düzen sağlanabilirmiş gibi! Daha başka bir deyimle, Muhammed'in Tanrısı, bütün yarattığı insanları, bolluk, mutluluk ve eşitlik içerisinde yaşatma olanağına sahip bulunduğu halde, böyle yapmamış olmayı "yücelik" bilmiş, bunu kendisi için övünme ve böbürlenme vesilesi edinmiştir!
Sayfa 106Kitabı okudu
Zuhruf Suresi
﴾43﴿ Artık sana vahyolunan kitaba sımsıkı sarıl; şüphesiz sen doğru yoldasın.
43/Zuhruf Suresi
78. Ant olsun ki size hakkı getirdik. Ancak çoğunuz haktan hoşlanmadınız.
43/Zuhruf Suresi
76. Biz onlara haksızlık yapmadık. Fakat onlar kendi kendilerine haksızlık yaptılar.
Reklam
43/Zuhruf Suresi
32. Rabb'inin rahmetini onlar mı dağıtıyorlar? Dünya hayatındaki geçimliklerini Biz paylaştırdık. Birbirlerine işlerini gördürsünler diye, onların bir kısmını bir kısmının üzerine derecelerle yükselttik. Rabb'inin rahmeti onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.
43/Zuhruf Suresi
16. Yoksa O, yarattıklarından kızları kendisine ayırıp, oğulları size mi bıraktı? 17. Onlardan biri, kendisine, Rahman'a layık gördüğü kız çocuğu haberi verildiği zaman, yüzü simsiyah kesilir, içini üzüntü kaplar. 18. Ve süs içinde büyütülmekten başka işe yaramayanı mı verdi diye hayıflanır! 19. Onlar, Rahman'ın kulları olan melekleri dişi saydılar. Onların yaratılışlarına tanık mı oldular? Onların bu tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekileceklerdir. 20. "Eğer Rahman dileseydi, biz onlara kulluk etmezdik." dediler. Onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar yalnızca saçmalıyorlar. 21. Yoksa ondan önce, onlara kitap verdik de onlar, ona mı dayanıyorlar? 22. Hayır! Dediler ki: "Doğrusu, biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz. 23. Tıpkı bunun gibi, senden önce de ne zaman bir beldeye uyarıcı gönderdiysek, oranın refah içinde olanları: "Biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izinden gidiyoruz." dediler. 24. Size, "Atalarınızı üzerinde bulduğunuz yoldan daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?" deyince, onlar: "Biz, sizinle gönderilene Kafirlik ediyoruz." dediler. 25. Bunun üzerine onlara hak ettikleri cezayı verdik. Yalanlayanların sonlarının nasıl olduğuna bir bak!
Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa,yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.(Zuhruf Suresi 36) Kalpleri kararmış ve kapanmıştır.Bu nedenle,Allah kelamını duyamamaktadırlar.
Kuran'dan Ayetler - 489 (Zuhruf Suresi)
﴾88﴿ Allah, peygamberin “Ey rabbim! Bunlar iman etmemekte direnen bir topluluk” dediğini de biliyor. ﴾89﴿ Onları bırak ve “Sizinle kavgam yok” de. Yakında bilecekler!
Kuran'dan Ayetler - 488 (Zuhruf Suresi)
﴾83﴿ Geleceği kendilerine söylenen günlerine ulaşıncaya kadar bırak onları dünyaya dalıp eğlensinler!
887 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.