''İvan İlyiç onca insanın bulunduğu şu koca kentte,onca eş dost arasında ve onca aile üyesiyle birlikteyken,ne denizlerin dibinde ne de toprağın binlerce metre altında bir benzeri daha bulunamayacak korkunç bir yalnızlıkla yüzü divanın arkalığına dönük yatarken,yalnızca geçmişin hayaliyle yaşıyordu.Geçmişten birbiri ardına tablolar canlanıyordu gözünde.Hep yakın zamandan başlıyor,uzağa,en uzağa,çocukluğuna doğru gidiyor ve orada duruyordu.''