Sözlerimle bıraktın
Yusuf kuyusuna beni
Bir gök damlası yüzün
Uzaklaştıkça sonsuz
Sesin çekildi sesimden
Ağzım kumlar avazı
Kırk ayrılıkla sevdiğim
Kumaşım tarazlı gece
Boyam gözyaşı
O hareli zamanlardan
Ne bir kirpik yıldızı
Ne saçlarının sabahı
Götürdün çıkrığımı
Ağzıma gelmişken dünya
Ey Züleyha masalı
Ben bir zaman yanlışıyım
Sen zamandan büyük güzellik
Elinde başkalarının sözü
Ölümün doğrusunu
Seç diyorsun şimdi bana
İpim yılan ıslığı
Kuyum çınlayan gövden
Ben o Yusuf'um
Ölümden sana gelen...
Her şeyin kalpte başlayıp kalpte bittiği mevsimde her şeyin kalpteki rengine göre isim aldığı yerde Yusuf bu duasındaydı. Ve Yusuf biraz da bu dua ile, bu duayı edebilmiş olma yürekliliğiyle peygamberdi:
"Rabbim, bana istememeyi isteyebilmeyi nasip et."
Schimmel'e göre dînî alanda, özellikle zâhidler ve mistikler içinde kadınlar hakkında kullanılan çoğu hürmetsiz ifâdeler, Arapça'da ruh(nefs) kelimesinin Bakara Sûresi 53. âyete göre dişil isim olması ve genellikle nefs-i emmâre (emreden, kötülüğe götüren nefis) olarak anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Bu anlayışta nefis, inatçı, karşı koyan bir at yada deve, siyah bir köpek, bir yılan ve/ veya itaat etmeyen bir kadın suretinde temsil edilmiştir. Schimmel açıklamasında, nefsin ayrıca , Arapça'da yine dişil isim olan maddî dünyayı da sembolize ettiğini belirtir.
Ancak, hem erkek hem kadın nefs-i emmâreye sahip olduğu hakikatinin üstünde, kadın genel olarak nefis özdeşleştirilmiş olsa dâhi, Kuran'daki Züleyha hikâyesinde anlatıldığı gibi nefsin birçok seviyesi olduğunu hatırlatmalıyız.
Bildiğimiz gibi Züleyha, erkek güzelliğinin mükemmel örneği olan Yusuf'a olan aşkıyla tükenmişti .Ancak nefs-i levvâme yada kendini eleştiren ruh (Kyamet Süresi, 2) seviyesine çıkmak için uzun süre çektiği acı ile kendini saflaştirdı ve nezaman ki nefs-i mutmaine yada huzurlu ruh (Fecr Süresi, 27) seviyesine erişti o zaman sevgilisiyle birleşebildi.
Spoiler içeriyor olabilir emin değilim. (Bu kelimeyi doğru yazdığımdan da emin değilim.)
"Dostum, şehre götürmek üzere gül, sümbül ve reyhan toplamıştı. "Biliyorsun" dedim, "gülün ömrü az olur. Çok geçmeden ne gül kalır ne gülistan. Gelip geçici olana gönül bağlamak yanlıştır."
"Ne yapalım o halde?" dedi
Ve "Sabır, savaş ve zafer; adım Yûsuf," inanan zulme uğramışların sloganı olmayı sonuna kadar sürdüreceğe benzemektedir. Değil mi ki kuyuyla, güzel Züleyha'nın aşkıyla ve zindanla sınanmazsa Yûsuf'un Yûsufluğu eksik kalır.