-Namussuzlar yaşasın diye,
Namusluları öldürdü bu dünya hep.-
.
-savaşan askerler soruyordu:
birbirimizi hiç tanımıyoruz,
birbirimizle hiçbir sorunumuz yok,
o halde neden birbirimizi öldürüyoruz ki?-
.
Ah ne acı!
Yüreklerimiz barışık ama liderlerimiz değil.
.
-Şu masmavi gökyüzü bizim,
Pırıl pırıl güneş bizim, ay bizim, yıldızlar bizim
Kapkara yeryüzünde bu kavga niye?-
Hayvanlarda vefa var, sadakat var, merhamet var,
İhanet yok, nankörlük yok,
Hile hurda, yalan dolan, çalma çırpma yok, yok efendimiz.
Duygusuz, kalpsiz değiliz,
Biz kimseyi tutsak etmeyiz,
Biz kimseye bıçak çekmeyiz,
Hiçbir canlıyı boğmayız, boğazından kesmeyiz.
Topumuz tüfeğimiz yok, yok efendimiz.
.
Hakaret ve küfür objesi olarak diline dolayıp
-Kuşlara uyup,
Gökyüzünü annemiz sandığımızdan beri,
Yerlerde kuş tüyleri,
Yüzümüzde kanat, göğsümüzde serçe ölüleri.
Toprağın altı değil üstü karanlık.
Aklınız varsa ne olur yeryüzüne düşmeyin,
kirlenirsiniz, yağmur damlaları ve kar taneleri.-
.
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir, Tahsin Özmen
bu dünyada
acı çekmeyi bir türlü beceremedim.
belki yaşarken yüzüme gülmeyen hayat,
ölünce güler dedim.
ben de intihar** edip
yeryüzüne si*tir çeken şairlerden olmak istedim,
fakat dö*üm yemedi,
intihar dersinden sınıfta kaldım.
YouTube kitap kanalımda Hayvan Çiftliği kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
"Animal
You're an animal
Don't take anything less" Muse
70 yıllık bir fener.
Çok çabuk unuttuk ülkede olanları. Unutmak ve kanıksamak en sevdiğimiz şeyler oldu. "X kişi ne yapsa her
Numan Arıman'ın yazmış olduğu Vera Benim adlı şiiri sizler için seslendirdim. Dinlemek için linkten ulaşabilirsiniz.
youtu.be/WZRMxiQp2uA
VERA
hiç söylenmemiş sözler söylemeliyim,
el değmemiş, duru sözler sevdiğim için
sevdiğim! şehir giysilerini kıskanır
ve bu yüzden bürünür geceyi
güneş gözlerinden beslenir
ve saçlarını kollar
“Kadına söz hakkı tanımayan, fikirlerine danışmayan, sesini kısmayı kendine görev edinen, geri bir toplumda yaşamayı hazmedemediği gibi kalbi de bu hezeyanları kaldırmıyordu.”
.
Lübnan’da başlayıp İstanbul’a uzanan hikâye yalnız Efraz’ın hikâyesi değil; açlık, sefalet, yoksulluk, acımasızlık, savaş ve zulüm altında kalmış