Onlar sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın doğruya ilettiği temiz akıl sahipleridir.
Zümer 18
Allah, kendisini dinleyip anlamaya çalışanları şöyle anlatıyor: "Onlar ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar." (Zümer, 39/18).
Sözün en güzeli olan Kur'an, az söz ile çok şey ifade etme kudretine sahip bir kitaptır.
"Tağuta kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde vardır. (Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.
(Zümer Suresi, 39/17,18)
Sayfa 336Kitabı okudu
39/Zümer Suresi
17.
Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelenlere müjdeler olsun. O halde bu kullarımı müjdele.
18.
Sözü dinleyip, en iyisine uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar sağlıklı düşünen akıl sahipleridir.
"Onlar ki sözü dinler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahipleridir."(39/Zümer Suresi 18)
Sayfa 21Kitabı okudu
“Söylenenleri dinleyip de en güzeline uyan kullarımı müjdele! İşte Allah’ın doğru yolu buldurduğu kimseler onlardır, asıl akıl iz’an sahipleri de onlardır.”
(Zümer, 39/18)
Mesaj:
70. “Sözlerin en güzeli Allah’ın kitabıdır.” (Buhârî, “Edeb”,70)
71. “Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri sözlerin en üstünü ‘Lâ ilahe illallahu vahdehû lâ şerîke leh’ sözüdür.” (Muvatta’, “Hac”, 81)
Sayfa 459Kitabı okudu
Zümer
اَلَا لِلّٰهِ الدّ۪ينُ الْخَالِصُۜ وَالَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَۢ مَا نَعْبُدُهُمْ اِلَّا لِيُقَرِّبُونَٓا اِلَى اللّٰهِ زُلْفٰىۜ اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ ف۪ي مَا هُمْ ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْد۪ي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. Onu bırakıp da başka
Zümer
اَلَا لِلّٰهِ الدّ۪ينُ الْخَالِصُۜ وَالَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَۢ مَا نَعْبُدُهُمْ اِلَّا لِيُقَرِّبُونَٓا اِلَى اللّٰهِ زُلْفٰىۜ اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ ف۪ي مَا هُمْ ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْد۪ي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. Onu bırakıp da başka
Allah Teâlâ bedeni yarattı ve onun hayatını cana bağladı; kalbi yarattı ve nun hayatını da kendine bağladı. Akıl ve işaretin (âyet) bedene hayat verme gücü olmayınca, onların kalbe hayat vermesi imkânsız olur. (Allah Teâlâ) şöyle buyurmuştur: “Ölü olan ve kendisini dirilttiğimiz kimse...” (En'âm 6:122). (Burada) yaşamın hepsini kendine bağladı. Sonra şöyle dedi: “Ona, insanlar arasında kendisiyle yürüyeceği bir nur verdik” (En'âm 6:122). “Mü'minlerin kendisiyle yürüdükleri nuru yaratan benim.” Ve yine şöyle dedi: “Allah'ın kalbini İslam için açtığı kımse...” (Zumer 39:22). Kalbin açılmasını kendine bağladı. Onun mühürlenmesini deyine kendi fiiline bağladı ve şöyle dedi: “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürledi” (Bakara 2:7). Ve yine şöyle dedi: “Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız kimseye itaat etme” (Kehf 18:28). Kalbin kabzı, bastı, mühürlenmesi ve açılması O'nunla olunca, O'ndan başkasını yol gösterici kabul etmek ımkânsız olur. O'nun dışındaki her şey, sebep ve vesiledir; sebep ve vesile, sebepleri yaratanın(müsebbib) inayeti olmadan asla yol gösteremez.Çünkü perde yol kesici olur,yol gösteren değil.
Sayfa 171 - HucviriKitabı okudu
Kuran'dan Ayetler - 422 (Zümer Suresi)
﴾17-18﴿ Sahte tanrılara kulluk etmekten kaçınan, yüzünü ve özünü Allah’a çevirenlere müjdeler olsun! Söylenenleri dinleyip de en güzeline uyan kullarımı müjdele! İşte Allah’ın doğru yolu buldurduğu kimseler onlardır, asıl akıl iz‘an sahipleri de onlardır.
De ki onlara; hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (18) "Allah'tan ancak âlim kimseler korkar. "19
Allah da inananlarınızı yükseltsin ve kendilerini ilim verilenleri ise derecelerle yükseltsin.(20)
18- Zümer 9
19- Fatır 18
20- Mücadele 11
Yaratan kimse yönetmekte ona düşer..
Müşrikler’den birisi şöyle derse:
"Biz Allah’ın Halik (Yaratan),Râzik (Rızık veren) ve Müdebbir (bitün işleri düzenleyen) olduğunu biliyoruz.
Lâkin bunlar (Allâh'a) yakın kılınmış salih kimselerdir.
Biz de onlara da (ibadet) ediyor, onlar için adak adıyor,onlara sığıyor ve onlardan medet umuyoruz.
Bununla, (Allâh katında)itibar ve şefâat istiyoruz.
Yoksa bizler de Allâh'ın; Yaratan, Rızık veren ve bütün işleri düzenleyen olduğunu anlıyoruz."
Ona de ki:
"İşte senin bu söylediğin, Ebû Cehil ve emsalinin mezhebidir(görüşüdür)
Zira onlar da bunu isteyerek İsâ Aleyh'is Selâm'a,
Uzeyr Aleyh’is Selâm'a, meleklere ve evliyya dua ediyorlardı.
Bu,Allâhu Teâlâ’nin şu buyruğu gibidir:
“...O'ndan başka veliler edinenler derler ki:
Biz onlara ancak bizi Allâh'a daha çok yakınlaştırırlar diye ibâdet ediyoruz..."(Zümer,3)
Allâhu Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır:
"Onlar, Allâh'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda veremeyecek şeylere ibâdet ederler ve:
‘Bunlar Allâh katında bizim şefâ'atçılerimizdir' derler..." (Yûnus,18)
Sayfa 136Kitabı okudu
KUR’AN’DAN BAŞKA BİR KELAM KONUŞMAYAN KADIN
Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri anlatıyor:
Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yaşlı bir kadına rastladım. Selâm verdim.
-“Selâmün gavlen min Rabbi’r-Rahîm : Rahîm olan Rab’den bir de sözlü “selâm” vardır.” (Yâsîn 36/58) âyetiyle selâmımı aldı.
-“Buralarda ne yapıyorsun?” diye sordum.
-“Men yudli
