Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla kendini zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı...!
İnsan yaşlandıkça kendi gençliğini arıyor ve küçük anılar budalaca mutluluklar yaşatıyor.
Reklam
Ne çok zaman geçmiş ne çok zaman yitirilmişti, ama tek bir düşünceyle ve tek bir saniyede en başa dönüle­biliyordu. Nasıl olmuştu her şey?
Çalışma süresi dışındaki saatlerde yaptığı her şey, o farkında olmadan kadının sakin varlığıyla yaydığı hafif mehtap ışığına bürünüyordu.
“Senin isteğini asla geri çeviremezdim, seni tanıdığım günden beri daima sana ait oldum.”
“İnsan yaşlandıkça kendi gençliğini arıyor ve küçük anılar budalaca mutluluklar yaşatıyor.”
Reklam
İnsan doğasının özü, yalnızca anılarla yaşamaya izin vermez.
Sayfa 38
..bir gölgeyle anlamsızca konuşmaktan yorulmuştu.
Sayfa 39
52 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Bunları kendine söyler söylemez anlamıştı, ağır ve ışıl­ tılı anahtar elindeydi, uykuya dalmış derin kuyulardan alabildiğine parlak, alabildiğine keskin bir şekilde bir anda çıkagelen bağlantıyı anımsamayla birlikte kurmuştu: Yoldaki gölgeler yapmıştı bunu, kendi sözcüklerine doku­ nup onları uyandırmışlardı, evet ama bundan da fazlası olmuştu. Ve adam bir ürpertiyle gerçekleşen kavrayışının anlamını, sözcüklerin gerçeği söyleyen anlamını ansızın hissetti: Geçmişlerini arayan, artık gerçekte var olmayan geçmişe boğuk sorular yönelten bu gölgeler onların ken­ disi değil miydi? Gölgeler, canlanmak isteyen ama bunu artık başaramayan gölgeler... Ne kadın eski kadındı ne de adam eski adam... Ama tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere didiniyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp, kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı. Bilinçsizce iç geçirmiş olmalıydı ki kadın hemen ona doğru döndü: "Neyin var, Ludwig? Ne düşünüyorsun?" Ama adam geçiştirmekle yetinip, "Hiç! Hiç ! " dedi. İçinin daha derinlerine kulak verip geçmişe döndü; acaba o ses, anımsayarak gerçekleri söyleyen o ses ona dönüp, geçmişle birlikte bugünün üzerindeki örtüyü de kaldıracak mıydı?
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,4bin okunma
Bütün sinirlerinin ve ruhunun her zerresinin sevdiği kadına karşı aşkla tutuştuğunu işte bu göz alıcı ışıkta fark etmemek imkânsızdı.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı.
Tanrım nasıl uzun gelmiş, nasıl bitmez tükenmez olmuştu bu dokuz yıl, dört bin gün ve şu güne, şu geceye kadar dört bin gece! Ne çok zaman geçmiş ne çok zaman yitirilmişti, ama tek bir düşünceyle ve tek bir saniyede en başa dönülebiliyordu.
Geçmişi arayan gölgeler
Gölgeler, canlanmak isteyen ama bunu artık başaramayan gölgeler… Tıpkı ayaklarının dibindeki bu kara hayaletler gibi kendilerini bulmak için boş yere didiniyor, cansız ve güçsüz çabalarla kendilerinden kaçıp kendilerini yakalamaya çalışıyorlardı.
Ona bugünden söz etmeyi neden başaramıyorum? O günler ve geçmiş zorla aramıza giriyor.
Kendilerine bir avuç sessizlik, birkaç metrekare oda satın almalıydı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.