"Günümüzde de, daha önce olduğu gibi, yoksunluk mutsuzluk demektir. Getirebileceği maddi zorluklar bir yana, insan yoksunluğun olumsuz sonuçlarına maruz kalarak, kendini değersizlik ve aşağılanmışlık duyguları içinde bulur ki
bu da özsaygıya yönelik bir darbe, toplumsal konuma yönelik
bir tehdit demektir. Yoksunluk, daha önce olduğu gibi, günümüzde de her zaman görecelidir; yoksunluğu duyumsamak
için, insanın kendi durumunu ölçebileceği bir nirengi noktası
gerekir. Kişiler yoksun bırakılmış ve bundan dolayı da mutsuz
hissedebilirler, çünkü geçmişte elde ettikleri standardın gerisine düşmüşler ya da daha düne kadar eşit oldukları ama artık
birdenbire ilerleme kaydetmeye başlayan akranlarının gerisine düşmüşlerdir. Buraya kadar, yeni bir şey yok. Yeni olan tek
şey, "yoksun kalmışlık" deneyimi yaratabilecek ve böylelikle de mutluluk arayışına ivedilik ve şevk katabilecek nirengi noktalarının konumudur."