Füze atsaydın!
Eğer mutluluk, sürekli olarak erişilebilir bir şeyse, eğer reklam sayfalarına göz atmak ve cüzdandan bir kredi kartı çıkarmak için gereken birkaç dakikada mutluluğa erişilebiliyorsa, o zaman belli ki mutluluğa ulaşmayı beceremeyen bir benlik, “gerçek” ya da “sahici” değil, −hepsi olmasa bile− miskinlik, cahillik ya da aptallık kalıntısı olabilir ancak. Böyle bir benlik, sahte ya da hilekâr olmalıdır.
İşler gerçekten sarpa sardığında kurtuluş aramanın bir yeniliği yoktur; insanlar her zaman bunu denemiş ve çeşitli ölçülerde de başarılı olmuştur. Gerçekten yeni olan şey, kişinin kendi benliğinden kurtulma ve ısmarlama bir benlik edinme düşüdür; ve bu tür bir düşü gerçek kılmaya duyulan inanç erişilebilir bir şeydir. Bu, erişilebilir bir tercih olmanın ötesinde aynı zamanda en kolay, sıkıntılı bir durumda işe yaraması pek muhtemel bir tercihtir; daha az külfetli, daha az zaman ve enerji isteyen ve dolayısıyla, Simmel’e göre, vazgeçilmesi veya kısılması gereken diğer değerlerin tutarıyla karşılaştırıldığında neticede daha ucuz olan kestirme bir tercihtir.
Reklam
Georg Simmel’in uzun zaman önce işaret ettiği gibi, değerler, onları elde etmek için katlanılması gereken diğer değerlerle ölçülmektedir; doyumun ertelenmesi de akışkan modern tüketim toplumumuzun karakteristiği olan hızla devinen ve değişen ortamları paylaşan insanlar açısından muhtemelen en eziyetli özverilerdendir.
Beyhude, beyhude, her şey beyhudedir..
İster amansız bir yazgının pençesinde olalım, ister evrenin sahibi olarak Tanrı bütün şeyleri buyurmuş olsun, isterse de insana dair olaylar tamamen şansa bağlı olsun; bizi koruma görevi felsefenindir. Bizi neşeyle Tanrı’ya ve isyankârlıkla talihe boyun eğmemizi teşvik edecek olan felsefedir; Tanrı’yı nasıl takip edeceğinizi ve onun size hangi lütfu yollayabileceğini duymanızı size felsefe gösterecektir.
Her şeyi kafamızda kuruyoruz
İnsan kendini mutsuz olduğuna inandırdığı kadar mutsuzdur.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.