Anlamak için düşünürüz, asıl hastalık düşünme hastalığıdır, her zaman herşeyi düşünmek ve anlamaya çalışmak; geçmişi yargılamak için, güzel günleri özlemek ve geleceği düşlemek için, kısacası yaşamayı geciktirmek veya ertelemek için..
Doğulan anında bir olan bu şey.
Düşünüb bölerek yarattı çok şey.
Düşünmek arıyor her zaman bir şey.
Dura da bilmez ki,olmasa bir şey.
Birliği yaratır yalnız anlamak.
Anlak bu ise bilgisiz bakmak.
Bilgisiz,hiç kimsiz cevabı bilmek.
Buna deniyor hiss ile görmek.
Hiss ile bakarak hayatı sezmek.
Cismin hareket yerini görmek.
Bakarak birine cevabı bulmak.
Vücuda değil de içine bakmak.
Diyelim bakıyom öyle kediye.
Soğuktan bükülmüş,girmiş köşeye.
Onun yaşadığın yaşadım ben de.
Anladım niye o,yapıyor böyle.
Bakıyorum birine çalışır öyle.
Yukarıdan bir eşya düşür eline.
O anda yaşadım bu şeyi ben de.
Peki bana ne olmuş yapırım böyle?
Ama o düşmemiş benim elime.
Yaşadım acıyı onunla birge.
O anda anladım vücud ayrıdır.
Bu ise yaşanan şeyi anlatır.
Her şey bu dünyada vardı ezelden.
Beden,hiss,duygular,düşünce ve ben.
Fikir,arzu,seçim,arayış,bilik.
Hepsi olsa da bunu görmedik.
Bu farklı yaşamdır anlayan çözer.
Yaşamın cevabın tam dakik görer.
O zaman anlar ki,sevgi nedir.
Anlamak sevgiyi yaratır biler.