Bazen Raskolnikov’um, bazense Martin Eden. Ama sen bana Siyah da diyebilirsin .
...
Bir bardak çay bir de kitap verin bana, kalan şeyler sizin olsun...
~Köpeklerle Konuşan Adam~
''Dokunamazlar bize. Hayır, dokunamazlar! Kiliseyi bozguna uğrattık. Dante, Kopernik, Galileo, şimdi de ben, Arturo Bandini, alçakgönüllü bir marangozun oğlu. Sonumuz gelmez bizim. Onlardan üstünüz. Onların saçma sapan cennetlerini bile aşarız!''
“…kimse durup almadı beni; pekala ne olmuş? Umrumda mı? Hepinizin canı cehenneme! Bana göre hava hoş. Tanrı’nın bana bahşettiği bu bacaklarla yürümeye bayılıyorum, yürürüm. Nietzsche gibi. Kant gibi. Immanuel Kant. Siz ne bilirsiniz Kant hakkında? V-8 ve Chevrolet arabalarınızdan başka ne bilirsiniz, ahmaklar!”
''...diğerleriyle birlikte yürüyordum. Onlar zaman zaman durup başparmaklarıyla otostop yapıyorlardı. Dilenciler. Gurursuz insanlar. Ama Arturo Bandini otostop yapmaz, hayır efendim, güçlü bacakları yeter ona. Varsın geçsin arabalar! Saatte altmış kilometre hızla geçip burnuma egzoz gazı doldursunlar. Gün gelecek her şey farklı olacak. Ödeyeceksiniz bütün bunları, hepiniz, bu yolda araba süren bütün şoförler. Arabalarınızdan inip yalvarsanız bile binmem, arabalarınızı bana hediye etseniz bile. Bu yolda ölmeyi yeğlerim. Ama benim günüm de gelecek, işte o zaman gökyüzünde göreceksiniz adımı, hepiniz.''