“Benim savaşım kendimle. Başka birine ne kinim, ne öfkem ne de başka düşüncem var. İnançlarımı sorgulamaya, pişmanlıklarımı onarmaya, kaybettiğim yolu bulmaya, içimdeki çocuğu bir şekilde yeşilliklerde koşturmaya çalışıyorum. Artık aklımı ve ruhumu yormayacağım başka bir şeye.“
"Gitmekten vaz mı geçiyorsun yani?" diye sormuştum. "Gitmelerden vazgeçmiş değilim; ben gelmelerden yoruldum," dedi ve yine gitti. Zaten her gelişi gidiş gibiydi, her gidişi de gelir gibi...
İnsanlar geçmişlerine en büyük ihaneti unutarak yapar. Benim geçmeyen geçmişim hep şimdimde duruyor. Anılar unutmayı zorlaştırmak için verilmiş cezalardır sevgilim. Ben bu cezaya gülümsüyorum
Çok açık ki Atatürk "olmalı" dediği an, "olabilir" seçeneği ortadan kalkıyordu. Gerçekleştirmek istediği ne ise onu olduruyordu. Bu inat herkese lazımdır.