Okudukça bazı şeylerin farkına varıyor insan, yaşamın önemi gibi... Yaşıyoruz ama kendimiz gibi mi yoksa başkalarına yaranabilmek ya da toplum içine karışabilmek için mi ? Kendimizden ne derece ödün veriyoruz? Farklı kişiliğe sahipsek bunu neden saklıyoruz ya da farklı birşey düşündüğümüzde farklı bir harekette bulunduğumuzda neden hemen tuhaf gözlerle bakılıyor, deli sıfatı yiyoruz? İşte bu kitap bu düşünceleri ve cevapları gayet güzel yansıtıyor.
Veronika'ya gelirsek eğer ölmekle ölmemek arasında gelgit yaşıyor. Ölüme giderken bile kafasında binbir soru var ve en sonunda farkına varıyor yaşama sevincinin. Kitap diğer karakterlerin de neden Veronika ile yollarının keşistiğinden bahsediyor. Hayattanızdan ufak kesintiler de bulabilirsiniz. Belki sizlerde buna benzer durumlar yaşadınız.
Zaten hayatta böyle değil mi? Ölüm düşüncesi bu kız gibi geçer ya da geçmez aklımızdan belki ama bazen bunalır, enerjimiz düşer hatta içimize kapandığımız anlar olur. Bazen öyle bir an gelir ki neşe, sevinç kaplar ruhumuzu ve bedenimizi. İyi ki deriz herşey için ve mutluluk saçarız çevremize... Hayatımızın her anında vardır böyle anlar. Önemli olan zoru başarıp başedebilmek her ne yaşıyorsak...
İşte böyle bir kitap...
Bu arada herkesin içinde elbet vardır bir delilik diyerek noktalamak istiyorum.
Canan Tan
Öncelikle sürükleyici bir kitaptı umduğumdan çabuk okudum ama yazım hataları fazlasıyla vardı. Bu beni rahatsız etti. Kitapta en büyük dikkatimi çeken, bende böbrek nakilli olduğum için, arka kapakta aşkın yanı sıra organ nakli konusunun geçmesiydi. Böyle önemli bir konunun daha çok ön planda olması beklentisiyle okurken diğer konuların ön planda olması benim için üzücüydü. Şunu da belirtmek isterim ki organ nakli konusunun en üzücü ayrıntılarını paylaşmış. Hayatımdan kesitler bulmak zaten tek solukta okumamı ve eksikleriyle birlikte çok uzun zamandır ilk defa gözlerimin yeteri kadar dolmasını sağladı.