İnnanılmaz rahatsız edici bir kitap. Öylesine seçmiş ve başlamış olduğum bir kitap olsaydı muhtemelen ilk sayfalardan sonra devam etmezdim ama dedim ki bu kitap klasikler arasına girdiyse ve herkes de çok beğendiyse demek ki devamında bir şeyler olacak. Olmadı. Aynı rahatsız edicilikle devam etti. Kısmen biraz daha az rahatsız edicilikle de diyebiliriz. Bence Alex böyle bir sonu haketmiyordu yaptığı kötülükleri göz önünde bulundurduğumuzda daha da kötüsü olmalıydı. Ben kendisiyle empati kuramadım. Kitabın başından sonuna kadar Alex’ten nefret ettim.
George Orwellvari bir kitap. Yazar kendisinden çokça etkilendiğini itiraf etmiş zaten hatta 1985 diye de bir kitabı varmış. Öleceğini öğrenince 12 ayda beş buçuk kitap yazmış insanın yumurta kapıya dayanınca yapabileceklerinin sınırı olmayışına canlı bir örnek. Ölü yazar olarak ün kazanmak istemiş ama yanlışlıkla canlı olarak kazanmış olabilir mi sadece soru…yorum…
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992bin okunma
Çocuğun olmadan önce iyi bir insan olduğunu düşünebilirdin, dolayısıyla bir canavar olduğunu sana gösterdikleri için gizliden gizliye onlara güceniyorsun.
Zamanın Rusya’sına giydire giydire yazılmış bir eser. Yine de sadece geçmiş zamanda kalmamış özellikle önemli kişiyle görüşme kısmında bu zamandan da bir şeyler bulmak mümkün “bu önemli kişinin kısa zaman önce önemli bir kişi haline geldiğini, fakat daha öncesinde önemli bir kişi olmadığını bilmelisiniz…. … … bununla birlikte her zaman başkalarının gözünde önemsiz olan, fakat yine de önem arz eden bir çevresi vardır. Ayrıca bu önemini başka birçok yolla güçlendirmeye çalışıyordu.” Var böyle tipler. Hala ve daima.
Sonlarda işin trajikomikleşmesi önemli kişinin yaşattığını yaşama detayı hoş olmuş. Gitmeden Gogola “hocam yeterince giydirmediniz mi yoksa paltoyu da mı giydireceksiniz” diyorsun “evet” diyor “paltoyu da”
PaltoNikolay Gogol · Kızıl Panda Yayınları · 037bin okunma
Şark masalları tadında öyle güzel bir romandı ki. Son sayfalara doğru elimden bırakmakta zorlandım öyle çekiyor insanı içine.
Gelecek kaygısı, insanın kendisini kandırma becerisi, yaşadığı hayatla yetinmeyip daha fazlasını istemenin götürdükleri.. insan hep aynı bataklıkta debelenip duruyor işte..
Yusuf her şeyi sevdikleri için yapıyordu. Ama öyle miydi gerçekten? Sevdiklerin için yaptığını söylediğin fedakarlıkları sevdiklerin de istiyorlar mı diye bir sormak lazım. “Her şeyi sizin için yapıyorum” derken aslında sevdiğimiz insanların tek istediği belki de sadece yanlarında olmamızdır. Belki de onlar “her şeyi” istemiyorlardır da “seni” istiyorlardır sadece. Ya da “ne yaptıysam sizin için yaptım”ların arkasına sığınmayalım. Uzatılan ellere sıkı sıkı tutunalım.
Spoiler vermeden bir şeyler yazmak çok zor o yüzden fazla uzatmayacağım. Verdiği mesajla yazım tarzıyla sevdiğim bir kitap oldu. Büyüdüklerinde çocuklarıma okutacağım kitaplar arasında yerini aldı.
ButimarKaan Murat Yanık · Ketebe Yayınları · 20223,982 okunma