"İnsanı birkaç kalıpla değerlendirerek bir ömür yaşayan aptallar var. Belki rahattır öyle yaşamak ama biraz tehlikeli. Kendilerinin o ince mi ince kalıplarına girmeyen benim gibi insanların ne olduğunu tahmin bile edemezler çünkü."
"Ölüm korkutucu değil. Unutmanın da önüne geçilemez. Her şeyi unutmuş olan ben, şu anki ben olmayacağım. Şu anki beni hatırlayamazsam, ölümden sonra hayat olsa dahi, nasıl bir ben olmak bu?"
"İşte bu nedenle boşlukta biçim yoktur; duyum yoktur; algılama yoktur; irade yoktur; bilinç yoktur; göz, kulak, burun, dil, gövde ve akıl yoktur; görme, işitme, koklama, tat alma, dokunma ve düşünme yoktur; bakış yoktur, algılayış da bilgisizlik de yoktur; bilgisizliğin sonu da yaşlanma ve ölüm de yoktur; yaşlanma ve ölümün sonu da acı çekme yoktur; bunların sonunda acı çekme yoktur; acı çekmenin sona ermesi yoktur ve yol yoktur; bilgelik yoktur ve erme yoktur."