Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdullah

Sabitlenmiş gönderi
Şu dünyanın bu günlerinde gönül dilin olan kalbin tesbih, tehlil ve tahmid etmekten; ağzındaki dilin Allah'ı zikir ile hareket etmekten rahmet peygam beri ve hidayet önderi Allah Resúlïne salat ve selam getirmekten nasibini alsın.
Reklam
Şûrâ Suresi - 44-48 .
﴾44﴿ Allah kimi sapkınlığıyla baş başa bırakırsa, artık onun bir velîsi olmaz. Azapla yüz yüze geldiklerinde zalimlerin, “Geri dönmenin bir yolu yok mu?” diye feryat ettiklerini göreceksin. ﴾45﴿ Yine ateşe atılırlarken onların, aşağılanmaktan ötürü başları eğik halde göz ucuyla etrafa baktıklarını göreceksin. İman edenler de, “Gerçek anlamda kayba uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem kendilerine uyanları ziyan edenlermiş meğer!” diyecekler. İyi bilinmeli ki zalimler sürekli bir azap içinde olacaklardır. ﴾46﴿ Onların Allah’a karşı kendilerine yardım edebilecek dostları yoktur. Allah sapkınlığı ile baş başa bırakmış ise onun için artık kurtuluşa çıkan bir yol da yoktur. ﴾47﴿ Allah’ın hükmü gereği, geri çevrilemez olan bir gün gelmeden önce rabbinizin çağrısına uyun. O gün sizin için ne bir sığınak ne de bir inkâr yolu vardır. ﴾48﴿ Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, bil ki biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Şu bir gerçek ki, biz insana rahmetimizi tattırdığımız zaman ona sevinir; yapıp ettiklerinden ötürü başlarına bir fenalık geliverse, o zaman da insan pek nankör olur.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 760-762
Enes b. Malik (r.a.) Peygamberimiz'in (s.a.) şu hadis-i şerifini rivayet etmiştir: "Kim Allah'ı seviyorsa beni sevsin. Kim beni seviyorsa ashabımı sevsin. Kim ashabımı seviyorsa Kur'an'ı sevsin. Kim Kur'an'ı seviyorsa mescitleri sevsin. Çünkü mescitler Allah'ın bahçeleri ve binalarıdır. Allah bu binaların yükseltilmesine izin verdi. Allah bu mescitlerin cemaatlerinin bereketiyle buralarıni bereketli kıldı. Ehlini koruma altına aldı. Onlar namazlarındadır. Allah ise onların ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Onlar mescitlerindedir. Allah onların gerisindedir."
Sayfa 452 - CUZ 18, NUR SURESİ (24), AYET: 36-38Kitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ticaret" kelimesinden sonra bey' (alış-veriş) keli- mesinin kullanılması mutlak manada anlaşıldığında tahsisten sonraki ta'mim yapılmak (genelleştirilmek) suretiyle mübalaga ifade eder. İkinci görüş, ayette ticaretin iki kısımdan sadece daha önemli olanı zikredilmektedir. Çünkü kazanç satmakla gerçekleşir, almakla onaylanır. Bu ikinci görüş daha evladır.
Sayfa 479 - CUZ: 18, NUR SURESİ (24), AYET: 36-38Kitabı okuyor
ALLAH TEALA'NIN NURUYLA HİDAYETE EREN MÜMİNLER
37- Öyle adamlar vardır ki, onları ne bir ticaret, ne bir alış-veriş Allah'ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar dehşetinden kalplerin ve gözlerin ters doneceği günden korkarlar. 38 Onlar, Allah'ın kendilerini işlediklerinin en güzeliyle mükafatlandırması ve lütfundan kendilerine daha da fazlasını ihsan etmesi için böyle yaparlar. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.
Sayfa 479 - CUZ: 18, NUR SURESİ (24), AYET: 36-38Kitabı okuyor
Reklam
Haris b. Müdarrib (r.a.) diyor ki: Hz. Ömer (r.a.) bize: Nisa, Ahzab ve Nur surelerini öğrenin, diye mektup yazdı.
Sayfa 367 - CUZ: 18, NUR SURESİ (24)Kitabı okuyor
Mücahid, Peygamberimiz'in (s.a.): "Erkeklerinize Maide suresini öğretin. Hanımlarınıza Nur suresini öğretin." buyurduğunu zikretmiştir.
Sayfa 367 - CUZ: 18, NUR SURESİ (24)Kitabı okuyor
Veresiye satıştan doğan riba (Nesîe ribası):
Standart şeylerin veresiye satışından doğan faizdir. Bu çeşit faiz; aynı cinsten iki şeyin birini diğeri karşılığında veresiye olarak satmak veya başka başka cinslerden olup, hacim, ağırlık veya uzunluk ölçüsü ile veyahut da sayı ile satılma bakımından aynı özellikte olan iki şeyden birini diğeri karşılığında veresiye satmakla ortaya çıkar. Burada miktarların eşit veya fazlalıklı olması sonucu değiştirmez.
İSLÂM'DA RİBA ÇEŞİTLERİ:
İslâm'ın yasakladığı faiz ikiye ayrılır. 1. Fazlalık ribası 2. Nesie (vadeye dayalı) ribası.
Bir hadiste herkesin ileride faiz muameleleriyle karşı karşıya gelebileceğine işaret edilmiştir: "İnsanlara öyle bir devir gelecek ki, faiz yemeyen kimse kalmayacak. Yemeyenlere de buharından -başka bir rivayette tozundan- isabet edecektir." Ebû Davud, Büyü 13; A. b. Hanbel, II, 494; Nesai, Büyu 12; İbn Mace, Ticârât 58
Reklam
RIBA VE FAİZ TERİMLERİ
Bir fıkıh terimi olarak; bedelli akitlerde taraflardan birisi lehine şart koşulan fazlalığı ifade eder. Riba cereyan eden şeylerden birisinin peşin, diğerinin veresiye olması halinde miktarlar eşit bile olsa fazlalık hükmen var sayılır
Sayfa 386 - İSLÂM'A GÖRE FAİZKitabı okuyor
Altın, gümüş veya bakırdan yapılmış ve devletin özel damgası ile damgalanmış madeni ödeme aracına "sikke" denir. Damgalı para anlamında "meskük" ve çoğulu "meskûkât" kullanılır.
Sayfa 370 - İSLÂM EKONOMİSİNDE PARAKitabı okuyor
Trampa sisteminin sakıncaları şu şekilde özetlenebilir: a) Trampa mübadelesine katılanlar istedikleri malı her zaman bulamazlar. b) Mübadeleye arzedilen mallar arasında her zaman denklik bulunmaz. c) Mal mübadelesini ortak bir değer ölçüsüne göre yapabilmek imkânsızdır.
Sayfa 368 - İSLÂM EKONOMİSİNDE PARAKitabı okuyor
Trampa
Alışverişte bir malın bedelini başka bir malla ödemeye "trampa" denir.
Sayfa 368 - İSLÂM EKONOMİSİNDE PARAKitabı okuyor
Para farsça bir kelime olup "pare ve parça" demektir. Bir iktisat terimi olarak; devlet tarafından tedavüle çıkarılmış, üzerinde sayı değeri yazılı, kağıt veya madenden yapılmış ödeme aracına "para" denir.
Sayfa 368 - İSLÂM EKONOMİSİNDE PARAKitabı okuyor
Ölüm ve ayrılık.
İnsanlığın ortak bir kökenden geldiği hemen hemen ittifakla kabul edilmesine rağmen, iki etken insan toplumunun farklılaşmasının belirginleşmesinde önemli rol oynamıştır: Ölüm ve ayrılık. İnsan yakın akrabalarına, atalarına içten gelen bir bağlanma hissi duyar, fakat ortak atanın ölümüyle birlikte o bağlanma noktası kaybolur ve sayıları günden güne çoğalan geride kalanlar arasındaki akrabalık, gitgide etkisi azalan bir önem ve nüfuza dönüşür. Ayrılığa gelince, mesafe insanlara sadece akrabalık bağlarını unutturmakla kalmaz, aynı zamanda, tarihin bize gösterdiği gibi, aşılmaz engeller de doğurur. Çünkü artık aynı dil konuşulmuyordur aynı çıkarlar gözetilmiyordur, savunulacak aynı değerler de kalmamıştır.
Sayfa 184 - İSLÂMIN SİYASET SİSTEMİKitabı okuyor
5,8bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.