Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Adem

Diğerlerinin ilgisi bizim için her şeyden önemlidir çünkü doğduğumuz andan itibaren kendi değerimizle ilgili bir belirsizliğin kucağına düşmüşüzdür zaten. Dolayısıyla kendimize olan bakışımızı belirleyen şey başkalarının bizimle ilgili ne düşündüğüdür. Kimlik bilincimiz bir arada yaşadığımız insanların yargılarına hapsolmuştur. Yaptığımız esprilere gülerlerse, eğlenceli bir insan olduğumuza inanmaya başlarız. Bizi överlerse nitelikli biri olduğumuzu düşünürüz. Ve eğer bir odaya girdiğimizde kafalar bize dönmezse ya da ne işle uğraştığımızı açıkladığımızcia yüzlerinde sabırsız ve ilgisiz bir fade belirirse kendimizi değersiz hissetmeye, kendimizden şüphe etmeye başlarız.
Sayfa 20
Reklam
15 yıl boyunca eroin bağımlısı olan bir gazeteci
Bağımlılık insanı zamana düşman eder. Hep beklersiniz. Sürekli, sonsuz bir zaman döngüsüne yakalanmış gibi bekler, beklersiniz. Acınızın bitmesini beklersiniz, uyuşturucu satıcısını, bir sonraki maaşınızın yatmasını, klinikte bir yer açılmasını, günün bitmesini bekler- siniz. Her şeyin bitmesini. Her iğneden sonra saat sizin aleyhinize işler, insafsızca, acımasızca. Belki de bağımlılığın en büyük kahpeliği, insanı her şeye ve herkese düşman etmesidir: Zamana, feryat eden ve kıvranan bedenine, üzüntülerini defedemedi- ğin arkadaşlarına ve ailene, başaramayacağını hissettirmekten başka bir halta yaramayan dünyaya. Hiçbir şey hayatı bağımlılık kadar acımasızca şekillendiremez. Hiçbir şüpheye yer bırakmaz, karar vermene bile izin vermez. Tatmin, mevcut uyuşturucu miktarına bağlıdır. Bağımlılık dünyanı yönetir.
Sayfa 137

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir çocuk dünyaya geldiği zaman, ebeveyninden en çok ihtiyaç duyduğu şey sevgidir; yani şefkat, dikkat, ilgi, korunma, dostluk ve iletişim kurma isteğidir. Bunlar sağlandığı takdirde, bedenleri hayatları boyunca bu iyi anıları taşıyacaktır ve sonra yetişkinler olarak aynı sevgiyi kendi çocuklarına aktarabileceklerdir. Ancak durum böyle de- ğilse, çocuklar hayatları boyunca ilk hayati ihtiyaçlarının tatmin edilmesine dair bir özlemle baş başa kalacaklardır. Hayatlarının geri kalanında bu özlem, başka insanlara yönelik olacaktır. Buna karşılık, çocuklar "yetiştirme" adı altında ne kadar acımasız bir şekilde sevgiden mahrum bırakılır, yadsınır ya da kötü muamele görürse, yetişkin oldukları zaman -en çok ihtiyaç duyduklarında o sevgiyi vermeyen- aynı anne babaya ya da onların yerindeki kişi- lere o kadar çok bel bağlayacaklardır. Bu bedenin normal bir tepkisidir. Beden tam olarak neye ihtiyaç duyduğunu bilir, mahrum kaldıklarını unutamaz, mahrumiyet ya da boşluk oradadır, doldurulmayı bekler.
Sayfa 17
Adem
@Adem_yce·2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
3/50 kitap - %6 tamamlandı
3 kitap okudu
50 kitap
368 sayfa
0 inceleme
9 alıntı
5 günde 1 kitap okumalı.
Reklam
Bazen, gözlerimi kapayıp, herkes inanıyor ama bu inanç nasıl doğdu, diye düşünüyorum. Bazıları, inancın güya korkunç birtakım doğa gösterilerinin verdiği ürküntüden doğduğunu, aslında inanacak bir şey olmadığını ileri sürüyor. Kendi kendime düşünüyorum: Ömrüm boyunca inanarak yaşadım, ya ölünce hiçbir şey bulamazsam; bir yazarın dediği gibi, "Sadece mezarımda dulavratotları biterse..." Korkunç, değil mi?
Sayfa 67
17 Ekim Tarihinde
Fatmagül Berktay
Fatmagül Berktay
’ın katıldığı bir oturumdaydım.
Düşünme Etiği
Düşünme Etiği
isimli kitabından birkaç bölüm üzerine geçen bir konuşmaydı. “Zehirli erkeklik” kavramıyla başlayan bir konuşma oldu. Zehirli erkeklik; kutuplaşmayı, düşmanlığı körüklemekte ve Siyasal islamın en etkili “sos”u haline gelmektedir. Bu ataerkil düşüncedeki zehirli erkeklik dışında
21,3bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.