Bir kitap okudu
249 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
>> Şimdi o pencerenin önünde akıttığı gözyaşları kendi yaşadıkları içindi.<<
Okur Takip Önerileri
Bir adama ikinci kadın olmanın saçmalağını düşündü. Bunu günümüz erkekleri pişkin pişkin dört tane hakkım var diye lakayt halde getirmelerine sinir oluyordu. Kur'an'da geçen zaruri halleri şimdikiler zevk halleri için kullanıyordu. Yine de cahiliye döneminde sonsuz hakkı sınırlandırmak için dört denmesini eleştirmekten kendini alamıyordu. Elinden gelse bu kızı cehennemden kurtarır, ülkesine geri gönderebilseydi keşke diye düşündü.
Sayfa 73Kitabı okudu
Yola çıkmayı göze alanın, arkasına bıraktığı sadece pişmanlıklarıdır.
Sayfa 59Kitabı okudu
Hafızasını tozlu raflarından birinde, bir kitapta Ulu ve yaşlı kişi anlamına geldiği, geldi gözünün önüne. Ama ulaşmak istediği etimolojik bilgi değildi. Genç kızın övünç kaynağı edasıyla, kelimenin sonunda sahiplenici m takısını takıp, daha da uzatarak lezzetli bir tatlı gibi birbirlerini kıskandırmalarıydı kelime ile sorunu. Aidiyetten öte, bazılarının hesapsızca teslimyetlerini o kocaların fabrika ayarlarını bozup, müşterek yaşam haklarını ellerinden alıp, kendi çizdikleri sınırlar içine hapseden bireyler haline getirmişti.
Sayfa 56Kitabı okudu
Nişanı alıp, hazır olduğunda, kulağına, "Erdal'dan yaşattıklarının hesabını sor Ece!" dedi. Ece, artarda atışlar yapmıştı. Elindeki tabancadan çıkan mermiler gerçekten Erdal'ın isabet edecekmiş gibi geliyordu. Öyle hissetmişti. Hedef kağıdını çagirdıklarında gözlerine inanamamıştı.
Sayfa 48Kitabı okudu
Yolun ışıklar içinde olsun güzel kızım, ben bir anneyim ve beni Sadece anne olan anlar, anne olan bilir ki evlat, sığındığın Liman, evlat acısını yüreğini hissettiğin tek varlığın, evlat mutluluğuna binlerce kat sevinebileceğin tek emanet, evlat her şey demek. Eskiler derya, senin parmağın kanasa benim yüreğim kanar... O kadar derin bir sevgi ve o kadar derin bir aşk bu "evlat" dediğin.
Sayfa 149Kitabı okudu
Elimdeki bidonu toprağın üzerinde gezdirmeye başladığım an kızım koluma yapışıyor. "Anne, yapma, babam üşür, ıslatma,ya hasta olursa orada?" diyor. O an ne desem bilemiyorum. Sonra birden "ya susamışsa" diyorum.
S147 Ben dostlarını ne kalbimle ne de aklınla severim. Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur.... Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur ne de unutur. (Hz.Mevlana)
Sayfa 104Kitabı okudu
"Anksiyete, Türkçedeki adı kaygı, kişide her an kötü bir şey olacakmış hissi verir, Örneğin, her an sizin de dediğiniz gibi kötü bir haber ya da yakınların başına kötü bir şey gelecekmiş endişesi ile bunaltan bir duygudur. Kişi Genelde günlük olaylar karşısında beklenenin üstünde yüksek kaygı Yaşar. Fiziksel olarak Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
Sayfa 79Kitabı okudu
O anda içeri Pelin' in eşi giriyor, kucağında minik bir bebekle. Ama bebek beyaz gibi bir şeye sarılı hâlde. Pelin bunu görünce koşarak bebeğini, eşinin kucağından alıyor, ardından ağıtlar yakarcasına çığlık atıyor.
Sayfa 63Kitabı okudu
