S.Tuana
@AlbatrosInAlcatraz
Bircok kitap, insanin kendi kalesinin icindeki bilinmeyen odalarin anahtarlari gibidir.
126 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
2008 sonrasında bankalar, organize suça borçlu olduklarını kabullendiklerinden, kara para aklanmasını görmezden gelmeye çok daha istekli bir hale geldiler. Bankacılık ve suç arasındaki danışıklı
dövüşün uzun bir geçmişi var. Bankalar kara parayı gözlerden uzak
bir şekilde sınır ötesine taşıyor ve suçlulara meşru işler kurarak
para aklamalarında yardımcı oluyor. Durum böyle olunca, bankalar uyuşturucu şebekelerinden borç almak zorunda kaldiğında, sebekeler yardıma koşmakta gecikmedi.
Sayfa 35
Bati merkezli bankalar nakit akışını sağlamak için etkin bir şekilde uyuşturucu parası aklamaya başladılar.
Sayfa 34
Silikon Vadisi' ndekiler
genellikle nereden para kazanabileceklerini görmek için piramidin
en tepesine bakıyorlar, fakat Zuckerberg zehir gibi bir adam. Olaya tam tersi açıdan baktı ve ekonomik piramidin tabanından daha fazla para kazanılabileceğini gördü. Bu sirada dünyadaki bütün yoksulları da Facebook'a üye ediyordu.
Sayfa 29
Okur Takip Önerileri
2008'de iPhone, alışverişi bilgisayardan telefona taşidi ve parayı
bankaların egemenliğinden çıkararak gücü teknoloji şirketlerinin eline veren ilk adımı atmış oldu. Teknoloji şirketleri önce alışverişi, daha sonra para yönetimini ve finansal hizmetleri tekellerine alacak ve en sonunda da yeni bankalar haline geleceklerdi. Ancak aşılmasi gereken ilk basamak alışverişti ve bunun içinse uygulama adını verdikleri yeni bir silahları vardı.
Sayfa 26
Önce iyi bir sorun yarat, ardindan da cözümünü sat.
Insan özgür dogar: oysa her yerde zincire vurulmustur. Falan kimse kendini baskalarinin efendisi sanar ama boyle sanmasi onlardan daha da köle olmasina engel degildir.
Cok ilginctir ki, bir atomda elektronlarla cekirdek arasindaki mesafenin orani, gezegenlerle gunes arasindaki mesafenin oranina benzer.
Sayfa 57
Sen kendine deger vermezsen kimse sana deger vermez
"Insanlarla iliskilerinde asla kendini ikinci plana atmamalisin! Önce sen gelmelisin bunu unutma! Baska insanlar uzulmesin diye kendini uzmeyi tercih etmemelisin."
Herkese saygi gosterdin, herkese deger verdin ama bir kisiyi unuttun, kimi?
Tabii ki kendini.
Sayfa 53
Dusuncelerin tohumdur. Kacinilmaz sekilde, zihninin ve kalbinin topragina ektigin dusuncelerin meyvelerine maruz kalacaksindir. Unutma ki orman da topraga dusen minicik bir tohumun sonucudur. Önemsemedigin bir dusunce sekli, zamanla yasamini kusatan bir ormana donusecektir.
Kuran’a gore, Yaradan’in ruhunu icimizde tasiyoruz. Boylesine bir kutsallikla onurlandirilmis insanlar olarak, ne hakla kendimize karsi saygisizlik ederiz? Ne hakkimiz var kendimizi ertelemeye? Kendimizi sevmemek ne cüret? Kendimizi ne hakla kucuk goruruz? Ne hakla degersizlestiririz?
Sayfa 44
“Isitin ey yârenler ask bir gunese benzer
Aski olmayan kisi misali tasa benzer.”
Yunus Emre beni dinleyin ey dostlar diyor ve ask yoksa kalbinde, o gonul tasa benzer diyor. Yunus Emre’nin bu siirine benzer sekilde Seyrani de soyle demis:
“Ben bagrimi toprak sandim tas imis
Meger tasa tohum ekilmez imis.”
Tasa ne ekebilirsin ki? Ama verimli bir toprakta her türlü guzellik yetisir.
Sayfa 35
Kusursuzluk, insanogluna verilebilecek en buyuk cezadir, cunku gelismenin, buyumenin onundeki en buyuk engeldir.
Potansiyelinin aciga cikmasina izin vermeyen, köreltici ve baskilayici bir güctür.
Kusur ya da eksiklik gibi gorunen her sey, icindeki cevherin aciga cikmasi icin sunulan cok degerli firsatlardir.
Sayfa 24
Mutluluk daha fazla seye sahip olmak degil,
en az seye ihtiyac duymaktir.
Hayat, mutlulugun varilacak bir hedef olmadigini, aslinda butun sirrin yasanan surecte gizli oldugunu anlayabilmek uzerine insa edilmis bir yol...
Sayfa 17
Mevlana'nin da dedigi gibi: "Bir mum, baska bir mumu tutusturarak isigindan hicbir sey kaybetmez"
Sayfa 11