Kitabın konusunun çok güzel olduğu düşüncesindeyim fakat çevirisi berbat. Yazım yanlışları ve noktalama yanlışları da çok. İlk 30 sayfasından sıkıldım ve daha devam edemeyeceğim.
Kısa KesLeigh Russell · Arvo Yayınları · 2011273 okunma
Dünya siyasi ve savaş tarihi ortada apaçık dururken, bu tarihlere sebep olan insan doğası da hiç değişmezken, "barış" savaşlar arasında verilen molaya denir.
Dünyada gerçi olmadı bir şeyde kârımız
Ukbâda belki olsa gerek itibârımız.
Ağyâr gül kopardı dikenden demet demet,
Hâr oldu bağrımızda çiçek yüzlü yârımız.
Yükseldi arşa neşvesi dünun, esâfilin;
Toprakta gizli kaldı bizim âh ü zârımız.
Baş eğmedik edâniye ikbâl ü câh için;
Mâziye, ırka, sancağadır iftihârımız.
Şâd olmamak olur mu, Kızıl Elma semtine
Bir gün dönerse râyet-i âli-tebârımız.
Hiçbir emel gönülde karâr etmiyor bugün,
Ermektedir, şitâya hazin sonbahârımız.
Hakanların dikilmeli Altay’da tuğları,
Varsın cihanda olmayagörsün mezârımız.
Bilsin cihan ki ben bu cihanın nesindeyim,
Bir ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
Dünya denen mezellete dalsın her isteyen,
Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
Bitiş gördüğün baştır, mezar beşiğe aştır,
Ölü diriye eştir, düşün biraz derince.
Atsız! Ölüm gerekmek teninde can yaşarken,
Sen burada olmazsın ölüm kanat gerince...
Osman Gazi'nin dedesi Süleymanşah'tır. En evvel bu, Rum (Anadolu) ülkesine gelmiştir. Gelmesine sebep budur ki Abbas-oğulları tâ Süleymanşah zamanına kadar Arap askeri Rum (Bizans) üzerine galipti. Rum (Bizans) da, Acem de mağluptu. Yafes nesli olmaları sebebiyle,Acem padişahları gayretlendiler. Bize Arap galip oldu diye gayrete gelip Yafes neslinden göçebe Türkleri kendilerine dayanak edip Araplar'a galip geldiler. Bu yüzden Arap mağlup olunca kâfir ülkeleri kafa tutmaya başladılar. Kâfirler Müslümanlara itaat etmez oldu. Bu göçebe Türkler'den Acem padişahları çekinir oldular. Tedbir düşünerek ittifak ettiler ki bu göçer evli Türkleri kendi üzerlerinden uzaklaştıralar. Süleymanşah Gazi'yi ileri çektiler ki o, göçer evlilerin ulularındandı.
Kasırga bir anda dinmişti. Bütün şehitler,bütün ölüler kendi yerlerine gitmişlerdi. Tarih Baba,kitabına yazılan iki kara satırı eğilip okuyarak,başını kaldırdıktan sonra,yüzünü buruşturdu:
-Yâzık!.. Kitabım hiç böyle kirlenmemişti.
...Olmaz! Ben o vahşî kanı bilirim. Onu on metrelik toprağa da gömsen yine oradan da çıkarak ordular yaratır ve dünyayı kana boğar.Bu tüpleri derhal uçakla Atlas Denizi`ne attırınız!
Kahramanlar öldüler. Bu gece dalkavuklar gecesidir.Bu şölene konmak için sabaha kadar yaşasın diye bağırdık.Tabiî siz de içeride şebek gibi takla attınız. Yaşasın kral!
-Eski kralların saraylarında bile senin kadar gülünç bir dalkavuk bulunmazdı. Bana vatan haini diyen sen kimsin? Baban Lidyalı bir lâğımcı,anan Mısırlı bir esirdi.Ananın anası da Amarru`dan gelmiş bir fahişe idi. Yüzde yüz yabancı bir adam olduğun hâlde, benim gibi su katılmamış bir Hatti`ye vatan haini diyorsun. Hangi vatanın haini? Lidya`nın mı? Mısır`ın mı? Amurru`nun mu? Bu vatanın sahibi benim! Sen burada sığıntı olduğun hâlde bana vatan haini diyorsun. Sen vatanın ne olduğunu biliyor musun? Vatan suçlulardan alınan rüşvet değildir.Vatan ataların kılıcıyla alınan ve kanla korunan topraklardır.
...