Okuduğum etkileyici romanlardan bir tanesiydi. Bana her gün etrafta veya çevremizde gördüğümüz bir hiç gibi baktığımız ve küçümsediğimiz insanları sadece dış görünüş ve davranışlarıyla yargıladığımızı onların içinde ne yaşadıklarını görmediğimizi farkettirdi. Ayrıca sonlarda önyargı ve peşin kararların insanın yıllarını nasıl heba edebilecek bir korkunçlukta olduğunu gösterdi.
Raif'in Almanya'da tanıştığı kadının, içi tamamen bir boşluk ve bunu bir türlü doldurmuyor. Doldurduğunu anladığı anda ise Raif'in babasının öldüğünden dolayı ayrı kalıyorlar. Raif memlekete dönüyor ve akrabaları dalavere ile mallarına el koyduklarını anlayınca ona kalan kör zeytinlikler ile geçinmeye çalışarak zor zamanlar geçiriyor. Bu arada Maria ile sürekli mektuplaşıyorlar ve birleşme hevesi içinde oluyorlar. Bir süre sonra Maria'dan mesaj gelmemeye başlıyor ve onun başka erkeklerle olacağını düşünüyor. Bu andan itibaren Raif'in içi de TAMAMEN BOŞLUK oluyor. Evlenip çocukları olmasına rağmen hiç bir zaman o boşluk dolmuyor. Dünyadan, insanlardan kendini soyutluyor. Bu yüzden İnsanlar onu hep aşağılayıp dalga geçiyorlar ve sürekli iş yaptırıyorlar. Fakat 10 yıl sonra öğrendiği bir bilgi Raif'in tahmin edilemez bir pişmalığa girmesine sebep oluyor. Onu da okuduğunuzda anlarsınız. Keyifli okumalar.