Bir an 1590'lardayken, bir bakmışsınız 1920'lerdesiniz. Hepsi birbiriyle bağlantılıdır.Hepsi biriken zamandır. Üst üste yığıldıkça yığlan zaman her an
sizi gafil avlamaya hazırdır. Geçmiş şimdinin içinde yaşar, yinelenir, tekler ve size artık olmayan şeyleri hatırlatır. Trafik işaretlerinden ve bankları üzerindeki levhalardan, şarkılardan, soyadlardan, yüzlerden, kitap kapaklarından dışarı sızar. Bazen tek bir ağaç
ya da günbatımı, sizi hayatınızda gördüğünüz bütün ağaçların ve
gün batımlarının gücüyle çarpabilir ve buna karşı yapabileceğiniz
hiçbir şey yoktur. Hem de hiç.
Yani şu anda yaşadığımız her anın bedelini gelecekte öderiz. Tek bir yanlış dönemecte kendini kaybolmuş bulabilirsin. Şu anda yaptığın hiçbir sey buhar olup uçmaz. Gelip seni bulur. Hiçbir sey yanına kâr kalmaz.
Ya dokuz yüz elli yaş civarında uykumuzda ölürüz ya da kalbimize veya beynimize hasar verip çok fazla kan kaybetmemize neden olan bir saldırı yüzünden...O kadar.