Belki de aşk böyle bir şeydi. Birine ne kadar kızgın olursanız, hatta onu korumak için yatağa bağlamaya ne kadar hazır olursanız olun, onu yine de arzuluyor, seviyorsanız ve ona ihtiyaç duyuyorsanız aşıksınız demektir.
Buna karşın Kate, hayatı buna bağlıymışçasına dimdik duruyor ve yarış edercesine hızla yürüyordu. Fakat bunda ne vardı ki? Eğer insan bir yerlere gidiyorsa mümkün olan en kısa sürede gitmesinde yanlış olan neydi?
Kitabın ismi her ne kadar Uyumsuz Defne Kaman'ın maceraları olsa da Ümit komiserin etrafında geçiyordu. Konuyu fikir olarak beğendim. İslamiyet öncesi Türk geleneklerini hatırlamak anlatmak kurguyu bunun üzerinde yaşatmak çok güzel bir fikir, üstelik fantastik öğeler açısından çok zenginleşebilecek bir konu. Ancak kurgu çoğu yerde eksik kalmış. Karaktere doğa üstü güçler verilmiş ama bunların nasılı açıklanmamış. Yine Kutadgu Bilig'e yer vermesi çok güzel ama kullanılan şifreler amacına hizmet etmemiş. Sonlarına doğru kitaptan biraz sıkıldığımı söylemeliyim. Yine de okunabilecek bir kitap.
Savaşın her dönemde her millet için ne büyük acı ne büyük kayıp olduğunu bir kez daha iliklerime kadar hissettim. Kazananın olmadığı bu cehennem gibi. Hikayenin anlatılış tarzı cok güzeldi. Toprağın konuşmaları çok dokunaklıydı. Acının da acısını beterin de beterini yaşamış insanlar. Her sayfasında sorguladım hayatı. İnsan insana neden yapar bunu? Koca dünyaya nasıl sığamıyor insanoglu. Hep beraber eksek biçsek doyar karnımız. Neden bu aç gözlülük? Yıl 2024 hala birilerinin doymayan nefisleri için bedel ödeyen insanlar var. Nasıl degişmez nasıl öğrenmezler aklım almıyor.
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Yabancı Romanlar · 201161,5bin okunma
Çağımızın en büyük sorunlarından biri iletişimsizlik. En yakınlarımız dediğimiz ailemizle bile konuşmuyoruz. Kendi kendimize küsüyoruz kırılıyoruz karşımızdakinin haberi bile olmuyor. Neyi yanlış yaptığını bilse belki düzeltecek belki tekrarlamayacak. Ama bizim serzenişlerimiz de sevmelerimiz de hep içimizden. Anne baba evladıyla evlatlar anne babalarıyla bile konuşmuyor artık. Küçücük sorunlar büyüyor birikiyor dağ oluyor . O dağlar sırtımıza yük yüreğimize dert oluyor. Bu yüzden konuşmamız lazım. Dinlememiz lazım. Hatta bazen kendimizi bile dinlememiz lazım. Belki o zaman daha güzel olur her şey.
Yazar kitapta bu iletişimzsizlik çukurunu çok iyi tasvirlemiş. Her karekteri konuşturup olayları onların bakış açılarıyla görmek güzel bir farkındalık. Üslubu gayet akıcı ve eğlenceli. Biraz geçmişe çok odaklanılmış şimdiki zamana biraz daha değinilseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Kitap, karakterlerin hayatlarından ufacık bir bölüm olduğu için hikaye tam olarak bitmedi.
Ayrıca söylemeden geçemeyecegim. Olaylar birebir aynı degil ama konusu, anlatımı ve olayların adım adım çözülüşü 2020 yılı kore yapımı My Unfamiliar Family dizisine anımsattı bana. Kitabı beğenenler diziyi izleyebilir.