Kader bizi bir yere çağırdığında buna karşı koyacak gücümüz kalmıyordu ve genellikle gitmeyi arzu etmeğimiz yerlere yazgımızın zoruyla gidiyorduk. Yoksa arzularımızın peşinden gittiğimiz halde, sonunda acılarla karşılaşınca, sırf suçu üzerimizden atmak için bizi oraya kaderin çağırdığını mı iddia ediyorduk?