Atakan Çolak
@Atakancolakk
Let the rain wash away
15 Temmuz 2000
91 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Her zirve farklıdır. Her biri yaşadığınız farklı bir yaşamdır. En tepe noktaya, yaşamak için sahip olmanız gerektiğini düşündüğünüz her şeyden vazgeçmiş olarak ulaşırsınız ve orada sadece ruhunuzla baş başa kalırsınız.
Büyük dağlar tamamen farklı bir dünyadır. Orada kar, buz, kayalar, gökyüzü ve oksijen yönünden incelip seyrelmiş bir hava vardır. Bu büyük dağları fethedemezsiniz.
...
Verilen zorlu mücadele düşmanla ya da sporda olduğu gibi rakiple değil, kendinizle, zayıflık ve yetersizlik duygusuyladır. Bu mücadele benim hoşuma gidiyor.
Doğru karar deneyimden, deneyim yanlış karardan doğar.
Okur Takip Önerileri
İstanbul adil değildi elbet. Bunu bilerek gelinir, yaşanırdı sokaklarında...
Aşk yasadışı bir uygulamadır, sürekli ihlal gerektirir bu yüzden. Zincirleme suç işleme alışkanlığıdır...
...akılsızlığın, yersiz cesaret gösterilerinin ve sonu yenilgi olan bir kavgaya girmenin de aşka dahil olduğunu hiç tahmin edemezdi.
Denizkızlarının tehlikeli çağrısına gülümseyerek yanıt veren maceracı ama kendinden emin gemiciye benziyordu... Aşk üstüne düşünerek adım atmak ne mümkün!
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Karanlık her sokaktaydın, gizli her köşedeydin
Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi.
Birtakım genç anneleri uzatırdı bir keman
Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttun, bir misillemeydin yalnızlığa.
Bir ip cambazı kadar itinalı olmak gerekliymiş meğer kadınlar karşısında" diye geçirdi aklından ve bu iç şakalaşmadan hoşlandı. Biraz hafifletmek gerekiyordu rüzgârlı duyguları... Paçasından beceriksizlik akan bir genç âşıktan söz ediyoruz.
Düşünen insan, hele âşıksa, asla iyileşemezdi.
Biliyordu.
Yolunu seçersin, ya şarkılardan yanasındır ya korkulardan. Bir gün korktukların bir bir geçer önünden. Bir yığın olur ve aşılmaz engele döner... Kent o vakit bir başka görünür
İstanbullu bir aşk bizim yaşadığımız
Bal renkli gözlü, rüzgârla gelen kız
Pardösüm uçurtma olmuş, ayaklarımı yerden keser
İlk şiirler söylenmeden içimde büyür keder.
Dans eden hayaline bakıyorum penceremde
Yıldızlara bulandım, yaralı sözler bu gece
Ses vermek için sana çırpınır bir haldeyim
Nefesim tükendi artık, aşk için acemiyim.
Ayrılık sözleri yakışmaz İstanbullu aşka
Seni bana getirdi dizelerle Cemal Süreya
Bu mektup o kız okusun diye yazıldı
Bu şarkı o kız söylesin diye yapıldı.
Bir mektubun canı olduğunu biliyor ve soluğu kesilmesin diye her türlü özeni gösteriyordu. Seviyordu mektubu. Konuşuyordu mektupla ve açlığını gidermek için okşuyordu. Sevgiliden gelen bir mektubun ne demek olduğunu, ancak dokununca kavrayabilirdi insan.
Ey sevgili yalnızlık,
Senin günübirlik sokaklarında
Dopdolu bir öğle
Bir kuş serpintisini, ölümün
Canevine sürgün götürüyor.
Sana;
Mektup yazmak gerekliydi. Yazdım.
Haddini bilmez taleplerdir aşk!