Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mert Aytekin

Mert Aytekin
@Baldassare
“Bu Şehdiz Kalesi denen yerde, hile ve fesat alıp yürümüştü... İbn Attaş adında biri vardı ki günah yolunda aklını, mantığını yitirmiş, sapkınlaşmıştı; adamlarına bir yandan Sırat’ı Müstakim yolunun yanlış olduğunu söylerken, bir yandan yalanlarla dolu bir kitabı referans alarak Müslümanların kanlarının dökülmesine ve mallarının yağmalanmasına ehliyet çıkarıyordu. Isfahan’a ilk geldiklerinden beri yaptıkları o güne dek yaptıklarını kat be kat aşmıştı. Saraydan ve ulemanın seçkinleri arasından başlayarak, ard arda seçtikleri sayısız kurbanlarını sinisice takip edip haince tuzaklarına düşürmüşler ve korkunç bir biçimde katletmişler ve İslam’ı ayaklar altına alan daha pek çok günah işlemişlerdi. Dinimizi savunma yolunda bu savaşı vermek ve Çin’e dahi gidecek olsalar atlarımızı var gücümüzle onların üzerine sürmek boynumuzun borcu olmuştur.”
Reklam
İsmaililer, ismini kendilerinden alacak olan sanattaki, yani suikastçılıktaki ilk başarılarına imza atmışlardır. Seçtikleri ilk kurban, bizzat üstlenmiş olduğu ‘fitne cerahatini kurutma ve atalet mikrobunu temizleme’ görevinin kendisini İsmaililerin en tehlikeli düşmanı haline getirdiği, iktidarın zirvesindeki büyük vezir Nizamülmülk'tü
Hasan Sabbah kaleye girişinden ölümüne dek geçen otuz beş yıllık süre zarfında bir kez bile kayalıktan aşağıya inmemiş, ikamet ettiği evin dışındaysa yalnızca iki kez bulunmuş ve her iki seferde de çatıya çıkmıştır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hz. Muhammed’in yerine geçmenin Hz. Ebu Bekir ya da onun ardından gelen halifelerin değil, Hz. Ali’nin hakkı olduğunu öne sürmüştür. Hz. Ali’ye olan desteğin ardında kısmen, sahip olduğu üstün vasıflardan dolayı onun bu makam için biçilmiş kaftan olarak görülmesi; kısmen de Hz. Muhammed’in ailesinden biri olmasından doğan doğal bir halifelik hakkı olduğu yolunda meşruiyetçi bir görüş bulunmaktaydı. Ali Şiası yani ‘Ali taraftarları’ olarak ortaya çıkan bu grup zamanla kısaca Şia ismini almış ve ilerleyen zamanlarda İslam’daki en önemli dini ihtilafa ivme kazandırmıştır.Başlangıçta İslami akide olarak farklı görüş belirtmeyen Şia sadece siyasi muhalefet olarak kalmıştır.
Suriye'nin İsmaili tarikatına mensup olan Haşhaşiler tarihin ilk suikast ekipleri olarak hem Müslüman hem Batı Dünyasına korku salmışlardır.Öyle ki haşhaşi sözcüğü batıda "Assasin"yani günümüzde ki suikastçi anlamına evrilmiştir.
Reklam
Çok yavaş yürüyenler her zaman doğru yolu izliyorlarsa,koşanlar ve doğrudan uzaklaşanlardan daha ileriye giderler.
Ne söyleyip duruyor,görmedin mi İngiliz'i: <<Arap'la Türk'ü ayırdık mı şöyle bir kere, Halife'nin de kalır sâde bir sevimli adı! Donanmamızla verip,sonra,Şark'ı velveleye, Birinci hamlede bayrak diker Çanakkale'ye; İkinci hamleye Darü'l-Hilâfe(hilafet merkezi)!der çekeriz!>>
Ne doğru bir tespit,uyarı...Tüm kitabı paylaşası geliyor insanın.
Ey koca Şark,ey ebedî meskenet(miskin)! Sen de kımıldanmaya bir niyyet et. Korkuyorum,Garb'ın elinden yarın, Kalmayacak çekmediğin mel'anet(melunluk,kötülük).
Başka bayramlara inşaAllah:)
Birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi; İkinci gün açılıp,sonra pek güzel gitti. Dedim ki:Fatih'e çıksam yavaşça,bir yanda Durup o âlemi seyreylesem de meydanda, Ziyâret etsem ehibbâyı(ahbapları)sonradan...Hoş olur. Bütün gün evde oturmak ne olsa pek boştur.
Reklam
Hayırlı bayramlar olsun:)
Bayramda gelir yâda(hatrıma)ne hoş hâtıralar ki: Bin ömre verilmez,o kadar kadri girandır(kıymeti pek fazla) Iydin(bayram günü)bana daim görünür levh-i kerîmi(cömert manzarası): Mâzî-i tufulliyetimin yâd-ı besîmi.(geçen çocukluğumun güleç hatıraları)
Karşı durulmaz,cereyân sîne-çâk... Varsa duranlar olur elbet helâk. Dalgaların anlamadan seyrini, Göz göre girdâba inhimâk?
Ona ilk taşı hiç günah işlememiş olanınız atsın.
75 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.