Yaralarımız ışığın içeriye sızdığı yerdir. Işığın girmesi arttıkça yaralarımız iyileşmeye başlar. Bu ışık sevgidir. Sevgi arttıkça da karanlık aydınlığa kavuşur.
İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar. Birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara ayrılmışlardır.
Bu dünya soğuyacak günün birinde, hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil, boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız...
Aklınızın ücra bir köşesinde, her zaman bir geri çekilme arzusu vardır ama aslında böyle birşey yoktur. Siz kendi çukurunuzu derince kazar ve beklersiniz.
Yaşam ne kadar kötü gözükürse gözüksün, her zaman yapabileceğiniz bir şeyler vardır. Mutlaka başarabileceğiniz bir şeyler vardır. Yaşamın olduğu yerde, umut da vardır.
Anlamını çıkarmak istediği bir yazıyı okuyan biri, işaretleri ve harfleri küçümsemez; raslantı ve değersiz bir kabuk diye bakıp okur, inceler ve sever onları, her harf karşısında böyle davranır.