Bizim Yunus'u bu kadar anladığım ve yaşadığım bir zaman olmamıştı. Tebessüm Sultanı nefes vereyim derken oradaydım sanki, İsmail'den ayrı düşerken, doğru odunları taşırken de oradaydım. Sitarenin işlemeli heybesini taşıdım. Ben bilmem dedim, sol ayağını yıkadığında sular kesildiğinde, dört sofra kurulduğunda yanındaydım Yunus'un. Evladı ile karşılaştığı anda gözümü açamadım onunla. Velhasıl kelam muhteşem bir kalem, muhteşem bir anlatım... Tek sefer okumak yetmez bu kitabı