Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serhat

İnsan her zaman prangasını şükranla taşımaz.
Reklam
Farkındayız, yaşadığımız tecrübelerden dolayı gayet iyi biliyoruz ki hak, adalet, insanlık çağrıları size ulaşmıyor. Kalpleriniz, yoksulların kafalarını ezen ökçeleriniz kadar taşlaşmış sizin.
Fikir, hakaret kabul edilemez. Hakaret, doğası gereği çok duygusal bir şeydir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir şey yapmak istediklerinde, tabii ki iş hayatından bahsediyorum, zihinlerinde o şeyin doğru olduğuna dair dinsel, ahlaki, bilimsel veya felsefi bir kavram oluşmasını beklerler. Ancak ondan sonra yaparlar. Bu arada düşüncenin arzudan doğduğundan ve bunun insan zihninin zaaflarından biri olduğundan habersizdirler. Yaptıkları şey ne olursa olsun mutlaka bir gerekçesi vardır. Ahlak sorununu kendi kafalarına göre yorumlayan yüzeysel insanlardır onlar. Yaptıkları şey yanlış bile olsa buradan doğru bir sonuç çıkacağını savunurlar. En ilginç ve kendinden menkul vehimlerinden biri, akıl ve etkinlik açısından bütün insanlardan üstün oldukları hayalidir. İnsanlığın rızkını onların vermesi gerektiği yönündeki görüşleri de buradan kaynaklanır zaten. Hatta krallara Tanrı tarafından verilen haklar olduğu teorisini yeniden canlandırdılar. Tabii bu durumda ticaretin krallarından bahsediyoruz.
"Hiçbiri özgür iradesiyle ifade veremiyor ki," dedi. "O acımasız sanayi makinesine her taraflarından bağ­lılar. En büyük trajedi ve işin bana en dokunan tarafıy­sa yürekten bağlı olmaları. Çocukları var ve en büyük içgüdüleri, onları korumak. Bu güdü sahip oldukları bütün ahlaki değerlerden daha üstün.
Reklam
Bay Everhard'ın evvelki akşam söylediği gibi siz din adamlarının işlevi müesses nizamı korumaktır ve toplum da bu düzen üzerinde kurulmuştur." Piskopos, "Ama İsa'nın öğretisi bu değildir," diye çığlık attı. Ernest hemen, ''Kilise bu aralar İsa'nın öğretilerini anlatmıyor," diye cevabını verdi. "Zaten emekçilerin kiliseyle ilgisinin kalmamasının nedeni de bu. Kilise, kapitalist sınıfın işçi sınıfı üzerinde uyguladığı korkunç zulmü ve kaba güç politikasını onaylıyor." Piskopos, "Onaylamıyor," diye itiraz etti. Ernest, ''Ama karşı da çıkmıyor," diye cevapladı. Kilise karşı çıkmıyorsa onaylıyor demektir. Hatırlayın, kilise kapitalist sınıf tarafından destekleniyordu."
"Samimisiniz. İnandığınız şeyi anlatıyorsunuz. Zaten kapitalist sınıfın gözünde sizin gücünüz ve değeriniz de burada. Ama günün birinde görüşünüz değişip müesses nizamı tehdit eden şeyler düşünmeye başlarsanız, artık vaazlarınız işvereniniz nezdinde kabul edilebilir olmaktan çıkar ve siz de kili­seden dışlanırsınız. Arada sırada içinizden birileri işten çıkarılmıyor mu? Haksız mıyım?"
"Çocukları çok severim ama çocuğum yok çok şükür. Bir gün evlenirsem çocuk sahibi olmaya cesaret edebi­leceğimi hiç sanmıyorum." "Ne kadar kötü bir düşünce," diye karşı çıktım. "Evet, biliyorum," derken üzgün duruyordu. "Ama işe yarar bir düşünce. Ben bir devrimciyim ve bu çok riskli bir meslektir."
"Sanırım Doktor, siz de zihninizde yaşıyorsunuz." Bunun cevabı, "Zihnim, benim krallığımdır," oldu.
"Felsefe," Dr. Hammerfield burada duraklayıp boğazını temizledi, "felsefi akla ve felsefi tabiata sahip kişiler dışında bütün boyutlarıyla tanımlanabilir bir şey değildir. Burnu deney tüpünün içinde dolaşan dar kafalı bilim adamı felsefeyi anlayamaz."
Reklam
erkekler daha ne istiyorsunuz olm şu varsaa pühh
Kollarımı ona dolamak ve tüm o düşüncelerle bitap düşmüş başını göğsüme yaslamak arzusuyla yanıp tutuşuyordum. Dinlensin istiyordum, sadece dinlensin, başını yumuşacık ve sevecen bir yere yaslasın, rahatlasın ve unutsun istiyordum.
Beni huzursuz eden şey, tam da bu sükunet. Gerçek değilmiş gibi sanki.
-Kimileri küçük şeylerden bile mutlu olabiliyor. Siz neden... -Ben de küçük şeylerden mutlu olabilirim ama bu kadar pisliğin içinden o küçük şeyleri bulup çıkarmaya üşeniyorum. -Böylece otomatikman mutsuz mu oluyorsunuz? -Yo, onun da icapları var... Yeterince dürüstsen, fazlasıyla âşık ve gerçekten seviyorsan, hazırsın demektir. Artık mutsuz olabilirsin
-Birarada yaşamak, medeniyetin gereği değil mi? -Nefret ettiğin insanla iyi geçinme çabasına siz medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum. O yüzden pek anlaşamıyoruz.
Susuyorum. Konuşursam anlamazlar. Ben susarak anlaşılmayı tercih ediyorum.
3.677 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.