Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatice

Hatice
@Birhatice
Okuduğum kitaplarda dikkatimi çeken; canlılığımı gösteren ve/veya beni budayan satırları, başkalarıyla ve ileriki kendimle paylaşmayı seviyorum işte bu sebeple buradayım.”Okumak iki ruh arasında âşıkane bir mülâkattır”C.M.
…Ya da daha önce analistin ortaya çıkardığı bir ipucunu şiddetle reddetmişken, aynı bulgu­yu şimdi kendininmiş gibi satacaktır. Bu son davranış, sıradan gündelik ilişkilerde sık sık gözlenilebilir; bu davranış , bilinçsiz sahiplenmeciliğin dinamik güçlerini oluşturur ve birçok öncelik savaşı bu tür bir ruhsal temele sahiptir. Böylece bir insan, ken­dinden başka birisinin yeni bir fikre sahip olabileceği düşüncesine dayanmaz. Kendisine ait olmayan bir görüşü açıkca kü­çümseyecektir. örneğin, eğer o an için rekabet halinde olduğu bir insan tarafından önerilirse, bir filmden ya da kitaptan hoş­lanmayacak ya da bunları yadsıyacaktır.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Nevrotik rekabeti normal rekabetten ayıran üçüncü farklılık, nevrotik bireyin hırsında, "hiç kimse değil, sadece ben güzel, becerikli, başarılı olacağım" tutumunda gizli olan düşmanlıktır. Düşmanlık, her şiddetli rekabette yapısaldır, çünkü rakiplerden birisinin zaferi diğerinin yenilgisi demektir. Aslına bakılırsa bi­reyci bir kültürde o kadar çok yıkıcı rekabet vardır ki, insan, ya­lıtılmış bir özellik olarak bunu nevrotik bir özgürlük diye ad­landırmakta tereddüt eder. Bu, neredeyse kültürel bir davranış yapılanmasıdır. Ne var ki, nevrotik insanlarda bunun yıkıcı yanı yapıcı yanından daha güçlüdür: nevrotik için başkalarının dize geldiğini görmek kendi başarısından daha önemlidir. Daha ke­sin konuşmak gerekirse, nevrotik bir hırsa sahip kişi için sanki başkalarını yenmek başarmaktan daha önemliymiş gibi davra­nır. Gerçekten kendi başarısı onun için en önemli şeydir; ama başarıya yönelik daha sonra da göreceğimiz gibi- güçlü ketlen­melere sahip olduğundan, üstün olması ya da en azından böyle hissetmesi için tek bir açık kapı kalır: başkalarını yere çalmak, onları kendi seviyesine ya da daha aşağılara indirmek.
Sayfa 141Kitabı okudu
Kültürümüzde nevrotik rekabet, normal rekabetten üç açıdan farklılık gösterir. ilk elden nevrotik birey,bunu gerektirmeyecek ortamlarda bile kendini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırır. Başkalarını geride bırakma çabasının bütün rekabetçi ortamlar­da temel bir öğe olmasına karşın, nevrotik kişi kendisini hiçbir açıdan potansiyel rakipler olmayan ve kendisiyle hiçbir ortak hedefi bulunmayan insanlarla da karşılaştırır. Kimin daha zeki, daha çekici, popüler olduğuna ilişkin soru, ayrım gözetmeksizin herkese uygulanır. Nevrotik bireyin yaşama yönelik tutumu, bir at yarışında tek bir şeye önem veren -başkalanndan önde olup olmadığı- bir jokeyin tutumuyla kıyaslanabilir. Bu tutum zo­runlu olarak, herhangi bir amaca yönelik gerçek ilginin yitiril­mesine ya da zayıflamasına yol açar. Yaptığı şeyin içeriği, bu yolla ne kadar başarı, etki, saygınlık kazanacağı sorusu kadar önemli değildir. Nevrotik birey bu kendini başkalanyla karşılaştırma tutumunun farkında olabilir ya da bunu. otomatik ola­rak ve farkında olmadan yapabilir. Bu tutumun kendisi için oy­nadığı rolün de kolay kolay farkına varamaz.
Sayfa 139Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayranlığın her türlüsü…
Son olarak, bir küçük düşürme eğilimi bir hayranlık duyma eğiliminin arkasına gizlenmiş olabilir. Küçük düşürmeyle hay­ranlık duyma birbirine yüz seksen derece zıt olduğu için, sonuncusu, ilkine yönelik eğilimlerin giderilmesi ya da gizlenmesi için en güvenilir yolu sağlar. Ayrıca, bu her iki karşıt ucun da sık sık aynı insanda bulunmasının nedeni de işte budur. Bu iki tu­tumun ortaklaşa kullanılabileceği çeşitli yollar vardır ve bu ortak kullanımın nedenleri bireye bağlıdır. Bunlar, yaşamın farklı dö­nemlerinde ayrı ayrı ortaya çıkabilirler, insanlara yönelik yoğun bir hayranlık dönemini, yine onlara yönelik genel bir aşağılama dönemi izler; erkeklere karşı bir hayranlık, kadınlara karşı bir aşağılama ya da tam tersi olabilir; ya da bir iki kişiye yönelen körükörüne bir hayranlık ve dünyanın kalanına yönelik ve aynı ölçüde körükörüne olan bir aşağılama aynı anda bulunabilir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Başkalarını küçük düşürme eğilimleri genellikle derinlere bastırılır, çünkü küçük düşürüldüğü zaman ne denli kızgınlık ve kincilik duyduğu konusundaki duyarlılığını bilen nevrotik, baş­kalarında bulunan benzer tepkilerden içgüdüsel olarak kor­kmaktadır. Yine de bu eğilimlerden bazıları o farkında olmadan da ortaya çıkabilir: başkalarına yönelik onları bekletmek gibi is­temsiz bir saygısızlık da, başkalarını istemsizce utandırıcı du­rumlara sokma da, onların kendilerini bağımlı hissetmelerine seyirci kalma da. Nevrotik birey başkalarını küçük düşürmeyi arzuladığından ya da bunu yaptığından bütünüyle habersiz bile olsa, onlarla olan ilişkilerine derin bir kaygı sızacak ve bu da küçük düşürüleceği veya alaya alınacağı yolundaki değişmez bir beklentide kendini belli edecektir. Daha sonra başarısızlık kor­kusunu tartışırken bu tür korkulara tekrar değineceğim. Küçük düşürülme ya da düşürmeye yönelik bu duyarlılıktan kaynak­lanan ketlemeler sık sık, başkalarını küçük düşürüyormuş gibi gözükecek şeylerden kaçınma ihtiyacı olarak belirir; örneğin böyle bir nevrotik, başkalarını eleştirme, bir öneriyi geri çevirme, bir işçiyi işten çıkarma yetisinden yoksun olabilir, bu durumda sonuç olarak çoğu kez aşırı düşünceli ya da aşırı nazik görünü­mü verir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Kendileri için saygınlık özlemi ağır basan bir tutum olan in­sanlarda, düşmanlık genellikle başkalarını küçük düşürme ar­zusu biçimini alır. Özsaygıları küçük düşürülme nedeniyle ya­ralanan ve bu nedenle kinci olan insanlarda bu arzu büyük bir öneme sahiptir. Bu insanlar genellikle çocukluklarında bir dizi küçük düşürücü deneyimler yaşamışlardır:
Sayfa 130Kitabı okudu
Evlilik eşleriyle, kardeşleriyle, arkadaşlarıyla olan ilişki­lerinde nevrotik kişinin, karşısındakini kendi iradesinin hizmetine zorlamak, bitmek bilmeyen ilgi ve yardım istemek için ça­resizliğini bir kamçı olarak kullanarak bir köle sürücüsü gibi hareket ettiğini çoğumuz biliriz. Nevrotik kişinin kendisi için yapılan çabalardan hiç bir zaman yararlanamaması, bunun ye­rine tekrarlanan şikayetlerle ve tekrarlanan isteklerde ya da daha kötüsü, ihmal edildiği ve kötüyü kullanıldığı yolundaki suçla­malarla tepki göstermesi bu tür ortamlara özgüdür.
Sayfa 129Kitabı okudu
Güç arayışındaki bir başka tutum da asla boyun eğmeme tutumudur. Bir konuda anlaşmak ya da bir öneriyi benimsemek, doğru olarak değerlendirseler bile, bir zayıflık olarak hissedilir ve bunu yapma düşüncesi bile başkaldırıya yol açar. Bu tutumun kendileri için önemli olduğu insanlar ayak diremeye yatkın olurlar ve boyun eğme korkusu nedeniyle, zorlanımlı bir biçim­ de tavır geliştirirler. Bu tutumun en genel dışavurumu, nevrotiğin, kendini dünyaya uyarlamak yerine dünyanın kendisine uyması gerektiği yolundaki ısrarıdır. Psikanalitik terapideki te­mel zorluklardan birisi bu kaynaktan gelir Bir hastanın analiz edinmesinin nihai amacı bilgi ya da içgözlemden yararlanmak­tır. Bu tipten bir nevrotik birey, değişmenin kendi yaranna ola­cağına inanmasına karşın, bu değişme olasılığından tiksinir, çünkü bu, son bir kez daha boyun eğmek anlamına gelir. Bunu yapma yetisinden yoksun olmanın aynca sevgi ilişkileri için de bazı sonuçları vardır. Ne anlama gelirse gelsin, sevgi her zaman, kendini bırakmak, kendi duygularına olduğu kadar sevgiliye de boyun eğmek anlamına gelir. Erkek ya da kadın, bir insan bu tür bir boyun eğme yetisinden ne denli yoksunsa, sevgi ilişkileri de o denli doyumsuz olacaktır. Aynı etken ayrıca, orgazma ulaşma işte bu kendini hepten bırakmayı gerektirdiği ölçüde, cinsel soğukluk üzerinde de bir etkiye sahip olabilir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Nevrotik kızlar, zayıflığa duyduktan aşağılamadan ötürü "zayıf' bir erkeği sevemezler; ama "güçlü" bir erkekle de başa çıkamazlar, çünkü her zaman karşıdaki insanın boyun eğmesini beklerler. Dolayısıyla gizliden gizliye aradıkları şey, kahraman, süper güçlü, aynı zamanda da bir an bile duraksamaksızın onların arzulanna boyun eğecek kadar zayıf olan bir erkektir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Güç arayışındaki nevrotik bireyi tanımlayabilecek bir başka tutum da, kişinin canının istediği her şeyi yapma arzusudur. Eğer başkaları onun onlardan beklediği şeyleri tam olarak ve beklediği anda yapmazlarsa, bu onun için sürekli bir ani (akut) kızgınlık kaynağı olabilir. Sabırsızlık tutumu, güç arayışının bu yanıyla yakından ilintilidir. Herhangi türden bir gecikme, zo­runlu bir bekleme, sadece trafik ışıkları için de olsa bir sinirlilik kaynağı olacaktır. Nevrotik kişi, patronca tutumunun varlığının ya da en azından boyutlarının çoğu kez farkında değildir. Bunu algılamamak ve değiştirmemek onun belli başlı işlerinden biri­sidir, çünkü bunun önemli koruyucu işlevleri vardır. Diğer in­sanların da bunu algılamaması gerekir, çünkü eğer böyle bir şey olursa sevecenliklerini yitirme tehlikesi başgösterecektir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
… nevrotik kişi kendi üzerinde olduğu kadar başka­ları üzerinde de denetim kurmayı arzulayacaktır. Kendisinin başlatmadığı ya da onaylamadığı hiçbir şeyin olmasını istemez. Bu denetim anlayışı, bilinçli olarak karşısındaki insana tam bir özgürlük tanıma, ama yaptığı her şeyi bilme konusunda ısrar etme ve herhangi bir şeyi gizli tuttuğu zaman sinirlenme gibi incelmiş bir biçim alabilir. Denetleme eğilimleri öylesine çok bastırılabilir ki, sadece kendisi değil, başkaları da onun öteki in­sana özgürlük tanıma konusundaki büyük cömertliğine inana­bilir. Ne var ki eğer bir insan denetleme arzusunu bu denli tam anlamıyla bastırırsa, karşıdaki insanın öteki arkadaşlanyla her buluşmasında ya da eve beklenmedik bir şekilde geç gelmesi durumunda ruh çöküntüsüne uğrayabilir ya da şiddetli başağ­rıları veya mide rahatsızlıklan çekebilir. Rahatsızlıklarının ne­denini bilmeksizin bunları hava koşullarına, diyetteki bir hataya ya da bunun gibi ilgisiz şeylere bağlayabilir.
Sayfa 123Kitabı okudu
… nevrotik güç arayışı, önemsiz olma duygusu ya da böyle değerlendirilme tehlikesine karşı bir koruma olarak da iş görür. Nevrotik kişi, ne kadar zor olursa olsun, her ortamı denetim altına alabilmesi ve bunu da anında yapabilmesi ge­rektiğine inanmasına yol açan katı ve usdışı bir güçlü olma ideali geliştirir. Bu ideal gururla kenetlenir ve sonuçta nevrotik birey zayıflığı sadece bir tehlike olarak değil, ayrıca bir yüzkarası ola­rak da değerlendirir. İnsanları ya "güçlü" ya da "zayıf' olarak sınıflandırır ve ilkine hayran olurken ikincisini küçümser. Ayrı­ca zayıflık olarak değerlendirdiği şeylerde de aşırıya kaçar. Onunla bir konuda onun görüşlerine katılan ya da onun arzula­rına boyun eğen, ketlemeleri olan ya da coşkularını her zaman duygusuz bir yüz sergileyecek kadar yakından denetlemeyen bütün insanlara karşı az ya da çok aşağılayıcı bir duygu besler. Aynı nitelikleri kendi içinde de küçümser. Kendi içindeki bir kaygının ya da ketlemenin varlığını algılamak zorunda kalırsa küçük düştüğüne inanır ve dolayısıyla bir nevroza sahip olduğu için kendini küçümser ve bu gerçeği bir sır olarak saklamak ister. Aynca bununla tek başına başa çıkamadığı için de kendini kü­çümser.
Sayfa 122Kitabı okudu
Güç arayışı her şeyden önce, daha önce de gördüğümüz gibi kaygı içindeki temel öğelerden birisi olan çaresizliğe karşı bir koruma olarak iş görür. Nevrotik kişi kendi içinde bir çaresizlik ya da zayıflık görünümüne karşı öylesine tiksinti duyar ki, her hangi bir yol göstericiliği, öneriyi ya da yardımı, kişiler ya da koşullar üzerindeki herhangi bir bağımlılığı, başkalarına boyun eğmeyi ya da onlarla anlaşmayı benimseme gibi normal insanın bütünüyle sıradan olarak değerlendirdiği durumlardan kaçına­caktır. Çaresizliğe yönelik bu karşı çıkış, olanca yoğunluğuyla bir anda başgöstermez, düzenli olarak artar; nevrotik kişi ken­disini olgusal ketlemeleri tarafından ne denli çok tuzağa düşü­rülmüş hissederse, olgusal olarak kendisini ortaya koyma gücü de o kadar az olacaktır. Olgusal açıdan ne kadar zayıfsa, zayıflı­ğa uzaktan bir benzerlik gösteren şeylerden de o denli kaygıyla kaçınmak zorundadır.
Sayfa 122Kitabı okudu
Güç, saygınlık ve mal - mülk edinme doğrultusundaki nev­rotik arayışlar, yalnızca kaygıya karşı bir koruma aracı olarak değil, ayrıca bastırılmış düşmanlığın boşaltılabileceği bir kanal olarak da iş görür.
Sayfa 121Kitabı okudu
Kaygıdan kaçarken dahasına sebep olmak… ancak insana özgü olabilirdi
Nevrotik sevecenlik ihtiyacının çeşitli sonuçlan tarafından oluşturulan bu kısır döngü tablosu kabaca şöyle çizilebilir: kaygı; tam ve koşulsuz sevgi isteklerini de içine alan aşırı sevecenlik ihtiyacı; bu istekler yerine getirilmediği zaman alevlenen bir geri çevrilme duygusu; geri çevrilmeye gösterilen yoğun düşmanlık tepkisi; sevecenliği yitirme korkusu nedeniyle düşmanlığı bas­tırma ihtiyacı; derin bir öfkenin gerilimi; artan kaygı; artan gü­vence ihtiyacı... Böylece, kaygıya karşı güvence kazanmaya yarayan aracın kendisi, karşılık olarak yeni bir düşmanlık ve yeni bir kaygı yaratır. Bir kısır döngünün oluşumu sadece burada tartıştığımız bağlamda tipik bir oluşum değildir; genel anlamda konuşulursa bu, nevrozlardaki en önemli süreçlerden birisidir. Her koruyucu araç; güvence sağlayıcı özelliğine ek olarak, yeni bir kaygı ya­ratma özelliğine de sahip olabilir.
Sayfa 102Kitabı okudu
1.118 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.