Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bjørn Jarnsiđa

Bjørn Jarnsiđa
@Bjorn
Power is always dangerous. It attracts the worst. And corrupts the best. Power is only given to those who are prepared to lower themselves to pick it up. Alıntı yapıyor olmam o düşünceye katıldığım anlamına gelmez. #ÇEVRIMDIŞI
Bir kişinin yaşamının ahlaki amacı kendi mutluluğu­nu elde etmektir. Bu, o kişinin tüm insanlara kayıtsız kalacağı, insan yaşamının onun için değersiz olduğu ve in­sanın bir acil durumda diğerlerine yardım etmek için hiçbir sebebe sahip olmadığı anlamına gelmez. Fakat bu, kişinin kendi hayatını başka kişilerin refahından sonraya koymayacağı, kendisini başkalarının ihtiyaçları için feda etmeyeceği, diğer insanların sıkıntılarının onun asıl ilgi­si olmadığı, onun yaptığı herhangi bir yardımın bir ku­ral değil bir istisna, bir görev değil cömertlik eseri oldu­ğu , bu yardımın sınırlı ve istisnai olduğu (çünkü felaketler insan varoluşu bakımından sınırlı ve istisnaidirler) ve felaketlerin değil değerlerin insan hayatının amacı, birincil il­gisi ve itici gücü olduğu anlamına gelir .
Sayfa 71
Reklam
Kendine saygısı olan insanların diğer insanlara duyduğu saygı ve iyi niyet büyük ölçüde egoisttir; insanlar aslında şunu düşünür: 'diğer insanlar önemlidir, çünkü onlar da benimle aynı türdendir.' Seven canlı varlıklar olarak onlar kendi yaşamlarını sevmektedirler. Herhangi bir sempati duygusunun ve herhangi bir 'tür dayanışma­sı' hissinin psikolojik esası budur.
Sayfa 67
Eğer bir in­san çelişkileri arzular ve onların peşinden koşarsa - eğer kişi sonuçlarına katlanmadan bir şeyi isterse ve onu da alırsa - bilincini paramparça eder; kendi iç yaşamını ka­ranlık, tutarsız, amaçsız, anlamsız çatışmalar yapan kör güçlerin iç savaşı haline getirir (bu arada bu, bugün çoğu insanın içsel durumudur).
Sayfa 37

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Objektivist etiğin temel sosyal prensibi, tıpkı yaşamın kendi başına bir amaç olması gibi, her insanın da kendi başına bir amaç olduğu, başkalarının refahı veya amaç­ları için araç olmadığıdır - ve bu yüzden insanın ne ken­disini başkalarına feda ederek, ve ne de başka insanları kendisine kurban etmeden kendisi için yaşaması gerekti­ğidir. Kendisi için yaşamak, insanın en yüksek ahlaki amacının kendi mutluluğunu başarmak olduğu anlamına gelir.
Sayfa 35
Objektivist etiğin üç temel değeri (ki bunlar aynı zamanda bir insanın ni­hai değeri olan hayatının araçlarını ve gerçekleştirilme­sini oluşturan üç değerdir) şunlardır: Akıl, Amaç, Ken­dine Saygı. Bunlara karşılık gelen üç erdem ise Akılcılık, Üretkenlik ve Gururdur.
Sayfa 31
Reklam
Öyleyse insanın peşinden koşacağı doğru amaçlar nelerdir? Onun hayatta kalmasının gerektirdiği değerler nelerdir? Bu, etik biliminin cevaplaması gereken bir so­rudur. Ve bayanlar baylar, insanın bir ahlak sistemine ih­tiyaç duymasının sebebi işte budur.
Sayfa 27
Antropolojiden eğitim bilimlerine, davranışsa iktisattan aile danışmanlığına dek birbirinden farklı pek çok disiplinin hem­ fikir olduğu şey şu: Dikkatin ustalıkla yönetilmesi, iyi bir ha­yatın olmazsa olmaz koşulu ve yaşam deneyiminin hemen her veçhesini geliştirmenin anahtarıdır.
Gallagher' ın veciz bir şekilde özetlediği gibi: "Kim olduğunuz, ne düşündüğünüz, ne hissettiğiniz, ne yaptığınız, neyi sevdiğiniz, odaklandığınız şeylerin toplamıdır."
"Derinleşerek yaşanan bir hayat, yalnızca maddi açıdan kazançlı değil, aynı zamanda dolu dolu yaşanan bir hayattır da."
Sayfa 68
"Niçin böyleler? Görünüşte onlar da insana benziyor. Peki, bir insan bunca kini içinde nasıl barındırır? Üstelik ben hiçbirine en ufak bir fenalık da yapmış değilim. Onlar beni bilmezler ben onları bilmem, tanımam, ama sanki kan davası güdüyormuş gibi hınçla vuruyorlar, eziyet ediyorlar. Niçin? Bu insanlar nasıl bu hale geliyorlar? Bana niçin eziyet ediyorlar? Nasıl yapmalı, ne yapmalı da aklımı kaçırmamalı, başımı duvara vurup parçalamalı mıyım?! Nihayetinde bunu yapmaktan başka da bir çıkış yolu göremiyorum."
Ketebe Yayınevi
Reklam
Uluslararası finansal sermayenin kısa vadeci akışkanlığı­ nın bir diğer sonucu da Merkez Bankaları açısından bağım­ sız bir para, faiz ve döviz kuru politikası izleme olanağı bı­ rakmamasıdır. Uluslararası sermaye hareketlerine denetim­ siz olarak tamamıyla açık olan bir ekonomide artık faiz ve döviz kuru birleşerek tek bir finansal unsura dönüşmekte ve stratejik yatırım ve ticaret hedeflerini içeren bağımsız bir kalkınma stratejisi izleme olanağı kalmamaktadır. Nitekim, Adelman ve Yeldan (2000b) bu olguyu “kalkınmacı devle­tin ideolojik sonu” olarak değerlendirmekledir
Sayfa 23 - İletişim Yayınevi
Ve yalnız eğile­rek, itaat ederek; hürmet etmediğim kişilerin hürmet et­mediğim fikirlerini kabul edeceksem, hayatımın ne kıymeti olabilir?
Sayfa 73 - Plato Yayınevi
Bunların içinde üzerine en çok titteyeceğim, en ulu göreceğim şey, şüphesiz hürriyetim­dir. Onu kimseye teslim ve emanet etmeyeceğim . Hatta kimseyle paylaşmayacağım.
Sayfa 71 - Plato Yayınevi
Şu bilmediklerimizi bir bilebilsek! Kalbimizin anla­dığı ve sanki bize söylemeye çalışırmış gibi çarptığı ama yine de açıklamadığı veya açıklayamadığı o sır nedir?
Sayfa 68 - Plato Yayınevi
Biz lanetli doğmuşuz. Bu lanet, bizi yasaklanmış dü­şüncelere sevk etti her zaman. İnsanların arzu etmeme­leri gereken şeylere arzu duymamıza sebep oldu. Bu yüzden de kötü olduğumuzu biliyoruz. Ne var ki bu kö­tülüğe karşı koymak için de içimizde en ufak bir istek yok. Bunu bilmek ve karşı koymamak bizim için bir mu­cize, aynı zamanda da gizli bir korku.
Sayfa 5 - Plato Yayınevi
2.088 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.